En güzel tablolar, en iniş çıkışlı tonlar yeniden kümelenir, çözünürler. Yalnızca bir şey kalır: sonsuz bir güzellik, ki bir biçimden bir başkasına geçer.
Üretici güçlerin tüm fetişizmine karşı, bireylerin nesnel koşullar tarafından sürekli köleleştirilmesine karşı, sanat tüm devrimlerin en son hedeflerini temsil eder; bireyin özgürlük ve mutluluğu.
Tragedyalar ilkin bize hayatta neler olduğunu, bu tür şeylerin olmasının doğal olduğunu ve sahnede seni büyüleyen bir şeyin, daha büyük olan yaşam sahnesinde üzmemesi gerektiğini hatırlatmak için sahneye konmuştur.
dogadaki bir seye bakip aynisini cizmek sanat midir? renkler, golgeler, boyut her sey ayni. herhangi bir yorum yok. gordugunu aynen tuvale aktarmak sanat midir? yoksa urun mudur?
Ahlakta olduğu gibi sanatta da, büyük şeyler yanımızdan geçerken çabucak yitip gidebilir, çünkü o anda gözümüzü kırparız. Nedir o kritik an? Büyüklüğü tanımak, onu yakalamak ve uzatabilmek gerekir. Fakat çoğumuz için, "gelmekte olan şeyler üzerine düş kurmak" ile "artık çok geç, geçti gitti" arasındaki boşluk girilemeyecek kadar küçüktür. Bu yüzden bunların birer birer yanımızdan geçip gitmesine izin verir ve pek net olmasa da, tekrar deneme şansının verileceğini geçiririz aklımızdan. Bu yüzden sanat eserleri ve yine bu yüzden insanların yaşamlarının tümü, göz kırpmalar ve çabucak ileriye doğru devam etme gibi eylemlerle lekeleniyor.