Mina, kendinde bir oyuk olduğunu, bir şeylerin eksik olduğunu düşünüyor ve kendini “defolu/bozuk” olarak tanımlıyor. Bu eksikliği kapatacak şeyin başkalarında olduğunu sanarak ilişkileri zorluyor. En son Celal ile tanışıyor ve hatta evleniyorlar da, ama o oyuk kapanmıyor bir türlü…
“Ma” adında tuhaf bir kadınla tanışıyor Mina ve “dönüşüm” yolculuğu böyle başlıyor…
Hikayeleştirilmiş bir kişisel gelişim kitabı Seyir. “Seyir eden misin, seyreden mi bu âlemde?” diyor. Gerçekte, gerçekten yaşamaktan bahsediyor. Kendini sevmeyi ve tabii ki anda kalmayı vurguluyor. “Bilinç” ne, “zihin” ne, “ben” kimim? Bu soruların cevaplarını veriyor.
Gözlerimiz, bu gösteri çağındaki kadar kötülüklere seyirci kalmamıştı.
Gözlerimiz hiç bu denli kirlenmemişti..
Yardımın eli vardır, seyrin gözü. İyiye, güzele uzanır el, dokunmak ister. Acıya, yoksulluğa ise seyirci kalır göz.
İnsan, başkalarının acılarına ne kadar da seyirci..?