Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Siyaset-Politika-Tarih

Profil
Türklere sonsuz hududlarını bekletiyorlardı. O iyi günleri ananlar: "Ne iyi günlerdi!" dedikleri zaman sormalı: "Evet çok iyi günlerdi. Lakin kimler için? Evet o iyi günlerde Türk milleti bir kapı halkının saadeti için hem halini feda ediyordu, hem de istikbalini; hem o zaman Yemen'lere iki milyon Türk gömüyordu, hem de haberi olmaksızın Düyun-u Ummiyye'ye müebbeden esir oluyordu. Türk milleti adını bile sevmiyen bir kapı halkının saltanat siyaseti uğrunda, hiç bir zaman kendine aid olmayan ülkeleri müdafaa etmek için asırlarca ordular çıkardıktan sonra, İzmir'de Yunan düşmanı karşısında, kendi öz vatanını müdafa etmek için ordusuz kaldı. Böyle bir neticeden sonra bile saltanat siyasileri,mevhum olsa bile zarar yok, hulyalarından vaz geçemiyorlar. Onlara ana vatanda, emeğine mukabil, yemek usuliyle kurulacak bir devlet zindan gibi görünüyor.
Sayfa 50 - Milli Eğitim Basımevi - İstanbul 1970Kitabı okudu
"Kaba kuvvet ve şiddet taraftarı olmamak, Amerikalı siyahların sorunlarına çözüm bulmayı sürekli ertelemek anlamına geliyorsa, ben her zaman şiddet taraftarı olmayı tercih ederim; ama sırf şiddetten korunmak için. Şiddete karşı çıkmaktan, ertelenmiş bir çözüm anlaşılıyorsa, ben bu işte yokum. Bana göre, ertelenen bir çözüm, çözüm değildir hiçbir zaman. Ya da başka bir şekilde açıklayayım bunu: Bu ülkedeki siyahların insanlık hak- larını elde edebilmeleri için şiddete başvurmak gerekiyorsa, hiç tereddüt etmeden başvurulmasına taraftarım ben; tıpkı aşırı ayrımcılık yapılmasının sonucu olarak İrlandalıların, Polonyalıların, Yahudilerin yaptığı gibi. Onların durumu neyse, bizimki de odur, öyleyse onların yaptıkları neyse, bizimki de o olmalıdır; bu işin sonu nereye varacaksa varsın, bu şiddetten kim zararlı çıkacaksa çıksın, hiç mesele değil."
İnsan yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bu eser bir' şahsın değil bir milletindir. Mustafa Kemal'i bir şahıs zannedenler aldanıyorlar. Mustafa Kemal lzmir'e efzunlar çıktığı günden evvel bir ferddi. O günden beri artık bir ferd değil bir timsaldir.
Sayfa 31 - Milli Eğitim Basımevi - İstanbul 1970Kitabı okudu
Siyasette doğru daima biraz geç söylenir. doğ­ruyu ancak müverrihler söyler.
Sayfa 153 - Milli Eğitim Basımevi - İstanbul 1970Kitabı okudu
Ah bu hürriyetin şiiri, şiirerin en sertidir; insan insanlığını yalnız bu merhalede müthiş bir kuvvetle duyar. Bundan yüz sene evvel bütün Avrupa milletlerinin şiirleri bu sert tahassüsle içleniyordu;
Sayfa 8 - Milli Eğitim Basımevi - İstanbul 1970Kitabı okudu
Eski Türkler Şark'a beş asır keyfe mayeşa' hakîm oldular,lakin hakimiyetleri altındaki milletlere, din, mezhep, lisan hürriyetlerinden başka her türlü ticaret ve inkişaf hakkı verdiler. Eğer hakimiyetlerini ilk asırlarda kılıç kuvvetiyle kurdularsa, son asırda da ancak bu imtiyazlar sayesinde korudular.
Sayfa 97 - Milli Eğitim Basımevi - İstanbul 1970Kitabı okudu
Reklam
Batıda roman, çeşitli süreçler içinde yavaş yavaş olmuştur. Sınıfların belirmesi, bireyin ortaya çıkışı ve toplum yaşamını yönlendirmeye başlamasıyla yükselmiştir. Kuşkusuz bizde öyle olmadı. Türk romanı kendi tarihsel süreçleri içinde, bu ağır, birbirini izleyen aşamalardan geçerek belirmedi edebiyat sahnemizde. Bütün bunlar son yıllar epey açıklandı, tartışıldı, kabul gördü. Özellikle 16.yüzyıla kadar Osmanlılarda üretimdeki duralık, tarımdan sanata doğadakini yineleme ve çoğaltma dışında herhangi bir yeniden üretimin söz konusu SÖZE NER E DEN BAŞ L A S A M 27 olmaması, birey yerine yığınsallığın ağır basması, giderek Tanrı ile, inançla birleştirilmiş devlet anlayışı, bireyin, yani ferdin kendi adına, kendisi için harekete geçmemesi sonucunu doğurmuştur.
Sayfa 32 - 30 ekım 2000Kitabı okudu
Son asırda kaybettiğimiz en mühim şey bu milli idraktir.
Sayfa 64 - Milli Eğitim Basımevi - İstanbul 1970Kitabı okudu
Zaten insan tarihe biraz dikkatli bir bakışla baksa görmez mi ki o saltanat iki buçuk asır evvel Viyana'da mağlub olduktan sonra merhale merhale dayandı, lakin en vasi' hudutlarını bir türlü koruyamadı, düşman istilası gele gele en sonra Osmancığın mezarına , bu devletin ilk teşekkül ettiği ovaya kadar geldi ve bugün orada tekrar doğdu.
Sayfa 57 - Milli Eğitim Basımevi - İstanbul 1970Kitabı okudu
Türkler çok milliyietperver olduğu için ekalliyetlerin milliyetlerine hürmetkârdırlar; temsil dedikleri iddiâda olmak şöyle dursun temsili beyhude bir zahmet sayarlar. Türk milleti bir dinde ve bir mezhepte olan ve Türkçeyi müşterek lisan telakki eden, Türk, Kürt, Çerkes, Arnavud ve Boşna:k unsurlarının kurûn-ı vusta'dan beri terkibiyle vücud bulmuş bir millettir. Bu kütle birdir ayrılmaz; ancak kendi inkişafını özler, kendinden olmayan ekalliyetlerin cemaat teşkilatını, mekteplerini hür bırakır.
Sayfa 65 - Milli Eğitim Basımevi - İstanbul 1970Kitabı okudu
Reklam
Türkler, bütün menfaatlerini, ekseriyetle sakin oldukları öz Türk topraklarında bir Türk Devleti olmakta görüyorlar. hele iftira edildiği gibi fütfıhat heveslerinden azadedirler,
Sayfa 62 - Milli Eğitim Basımevi - İstanbul 1970Kitabı okudu
Bir nesil evvelkilere mevhum saltanat tatlı bir hayal, milliyet esasları üzerinde bir Türk milliyeti acı bir hakikat görünüyor. Bugün biz o mevhumeye acı hayal, Türk devletine tatlı hakikat diyoruz.
Sayfa 50 - Milli Eğitim Basımevi - İstanbul 1970Kitabı okudu
Osmanlı tarihinde ıslahat ve inkılaplar bir değil, on değil bütün bir silsiledir. Lakin hep eskiyi tamir ettikleri için tesirleri neticesiz kaldı. Bu son necat tamamıyle tecelli ettiğinden sonra da eski bünyânı, eski zihniyet, eski idare ile, eski tabakalarında tekrar kursak az bir müddet sonra aynı neticeyi verir. Özliyeceğimiz şeyler eski saltanatın şanları, şerefleri, bayrakları, medeniyeti, musıkisi, mimarisi, şiiri dir, lakin şekli, idaresi, siyaseti değildir.
Sayfa 57 - Milli Eğitim Basımevi - İstanbul 1970Kitabı okudu
Söze nereden başlasam! Şiirden mi, romandan mı, siyasal yazılardan mı?... '' Z ehir l i karanfiller büyüttüm / dargınlığımın saksılannda'' diye başlıyor bir şiiri. Sözü buradan alıp "Kanlı bir karanlıktı gördüğüm / ben mi çok geniştim dünya mı çok dardı / nasıl yaprak yaprak açılıyordu / vahşi bir bitki gibi keder" deyişindeki hüznü damıtıp buradan mı konuya girseydim. Yoksa "Faşizmin Ayak Sesler i " kitabında topladığı kimi yazılarında çizilen siyasal doğrultuyu mu ele alsaydım? "Elsiz ayaksız bir yeşil yılan / yaptıklannı yıkıyorlar. Mustafa Kemal" dizesinden "Hangi Atatür k " kitabına uzanıp "Bence Mustafa Kemal Paşa, iktidann yapısal niteliğini değiştirdiği için önemli bir devrimcidir . Mazlum milletlere karşı azgın saldırganlığını sürdüren emperyalizmle boğuştuğu için de yaman bir Üçüncü Dünya lideridir" yargısı üzerine, dünden bugüne, bugünden yarına ulaşan siyasal söyleşi mi yapsam? Evet, nasıl başlasam söze?
Sayfa 15 - 30 ekım 2000Kitabı okudu
Bir devletin siyaseti son tahlilde eğemen sınıfın sınıf mücadelesindeki çıkarları tarafından belirlenir.
126 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.