Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Bilincimiz belli bir noktaya kadar bu olguları tanımamızı sağlar, fakat bu yalnızca duyular sayesinde sıcaklığı veya ışığı, sesi veya elektriği tanımamız gibidir. Bilincimiz bu olgularla ilgili karmaşık, geçici ve öznel izlenimler sunar, ama açık ve birbirinden ayrı düşünceler, açıklayıcı kavramlar sunmaz.
Sayfa 16 - Doğu Batı YayıneviKitabı okuyor
. . "Karanlıkları devirmek ve aydınlık bir çağın kapılarını açmak için en mükemmel silah: Kalem. Sözle, yazıyla kazanılmayacak savaş yok... . .
Reklam
. . İnsan kucağında yaşadığı toplumdan sıyrılamaz, sıyrılırsa okunmaz ve anlaşılmaz. . .
Gerçek entelektüel, önce ülkesinin haklarını, düşman bir dünyaya haykırmakla görevlidir. Yani rüşeymi bir mahiyet taşıyan, şu veya bu sınıfın ideolog veya demagogu olmamak, ülkesinin bütününü, bütün ülkelere karşı müdafaa etmek. .
Tam istiklale kavuşacağımı umduğum anda gözlerimi kaybettim." (Jurnal, 21.7.1965) "Bazen bir kuyuya benziyor hayat; kör, pis, zehirli bir kuyuya. Boğuluyorum, ölüme koşacak mecalim kalmıyor, kimseyi görmüyor gözüm. Sevdiklerim yabancılaşıyor. Kitaplar tuğla oluveriyor birden. Dostlarımın sesini tanımıyorum. Varlığım bir tele asılıyor. Bir kâbus bu, bir hastalık. Gözlerimi kaybettikten sonra bu kuyuya sık sık düştüm.(Jurnal 25.3.1963)
Avrupa'yı Ortaçağ'ın kabuslu gecesinden kurtaran mucizenin adı: yabancı dildir. Aydınlarımız, bu 'medeniyet anahtarı'ndan mahrum kaldıkça inkılâplarımız... bir ucûbe olarak kalmağa mahkümdur.. .
Sayfa 43 - 7./2./1953Kitabı okuyor
Reklam
Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim. Kitap benim has bahçemdi. .
Sayfa 39 - (Mektuplar, 14.10.1966)Kitabı okuyor
"Nazım'ı da o yıllarda... okudum, anlamadım ve sevmedim. On dokuzunda putperesttir insan. Kozasını yırtmak ister. Kanatlarını tutuşturacak bir alev arar pervane. Nâzım yeniydi ve her yeni gibi düşmanları vardı, dostları vardı. 936'da ben çocuktum, o devdi. Nâzım bir dâvânın kanatlarında yükseldi, şairi mitoslaştıran uğradığı zulümler oldu." (Jurnal, 12.10.1963)
"Kaderimi tayin eden bir başka kitap da Ibrahim Ethem'in Terbiye-i Irade başlıklı eseridir. Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim." .
. . Her filozof hakikatı kendine göre ele alır. . .
Reklam
Aklına geleni yazmak yazı yazmak değildir.
Tarihle ilgili bir kompozisyon söz konusuydu, konuyu çok iyi hatırlamıyorum. Kendimden emin, on beş yirmi sayfa karalayıp takdim ettim. Kâğıtlar geri verildi, yine en iyi numarayı ben almıştım: Yirmi üzerine yedi. Yazdıklarımın dörtte üçü silinmiş, kenarına 'gevezelik, konu ile alakası yok, uyuyor musunuz' gibi iltifatlar döktürülmüştü Dayak yemekten çok daha ağır bir hakaretti bu. Ama ilk cidfi yazı dersi idi. Anladım ki aklına geleni yazmak yazı yaz mak değildir.
434 syf.
·
Puan vermedi
·
55 günde okudu
Kitabı bitirmem çok uzun bir zaman aldı. Kullanılan dili oldukça eril buldum. Eski çağlarla ilgili yaklaşımlar görece kabul edilebilirken iddiaların modern insanla çok uyumlu olduğunu düşünmüyorum. Biraz daha bilimsel bir yaklaşım umduğum için hayal kırıklığına uğramış olabilirim. Sevgiler.
Arzunun Evrimi
Arzunun EvrimiDavid Buss · Liberus Yayınları · 202321 okunma
Acı ve akademik başarılarla dolu bir hayat hikayesi.
Ben yalnızım. Babam hep çatık kaşlı, annem hep mızmız. Kasabanın çocukları hep korkunç. Bol bol dayak yiyor, hep hakarete uğruyorum. Şikayet edeceğim kimse yok. Mektep bahçesinde çocuklar oynuyor... Ben yine yalnızım ve yabancıyım, yabancı yani düşman.Dilim başka ve gözlüklerim var... Kendimden utanıyorum. .(Yazmayı okumayı araştırmayı bu kadar çok seven birisi için 38 yaşında gözlerini kaybetmesi ne hazin acı.)
. . Anlıyorum ki, zalim ve kıyıcı bir gerçekten kurtulmanın tek çaresi, reel dünyadan kitaplar dünyasına sığınmak. . .
. . ... Düşman bir çevrede ister istemez kitaplara kaçıyorum. Yani düşünceye ve edebiyata bir tür tercih sonunda yönelmiyorum. Yaşamak için kendime bir dünya inşa etmek zorundayım. . .
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.