Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Bazı kavramların kökenleri...
... bitkiler bir süre yaşadıktan sonra, sonbaharda ölmektedir. Ama bu ölüm (hayvanlarda göründüğünden farklı olarak) tümden yokoluş değildir. Tohumları yerin altına gömülmekte, orada bir süre farklı bir yaşam sürdükten sonra (ötedünya, cennet, cehennem, kavramlarına hazırlık) yeniden doğmaktadır ...
Sayfa 37
Dinsel Düşünüşün İdeolojik Öğeleri
... Dinci düşünüş ... onunla dünya, egemen katmanların bakış açısından algılanır ve değerlendirilir. Dinsel kurallarla dünyaya, topluma daha çok egemen katmanların duygu, düşünce, istek ve çıkarlarına uygun bir biçim verilmeye çalışılır. Ya da ortada böyle biçimli bir düzen varsa, sürdürülmeye çabalanır ...
Sayfa 67
Reklam
Babil'in asma bahçeleri nasıl bir motivasyonla yapıldı?
Kadim dünyanın diğer halklarında da olduğu gibi, Babilliler, kültürel başarılarını, kendi yaşam tarzını mitolojik atalarına aktarmış olan tanrılarına atfettiler. Böylece Babil, her biri bir göksel tanrısal sarayın kopyası olan tapınaklarıyla cennetin bizzat kendisi olarak kabul edildi.
Nirvanaya ulaşmış bir Buda'nın ölümden sonra yaşayıp yaşamadığı sorulduğunda, o, bu soruyu "uygunsuz" olduğu için reddederdi. Bu, bir alevin, "söndükten sonra hangi yöne gittiğini" sormaya benzerdi.
"Tanrı" düşüncesi de saldırgan bir kapitalist ruhun başat olduğu pazar ekonomisi içinde gelişti.
Sayfa 60
Buda yeniden-doğum sürecini lambayı tutuşturan bir aleve benzetir;
Öyle bir alev ki kendisinden bir ikinci lamba tutuşturulur ve bu, alev sönünceye kadar böyle devam eder. Eğer bir kişi ölüm esnasında bile yanlış davranış içinde yanıyorsa, o bir başka lamba yakacaktır. Ama eğer ateş sönmüşse, ıstırap döngüsü sona erecek ve nirvanaya ulaşılacaktır.
Reklam
"Şeriat el kesiyor diye yaygara çıkaranlar Laikliğin şapka için kestiği başlarda ses çıkaramayanlardır.."
Türk’ün aklıyla dalga geçemezsiniz enayiler :D
Bir ara Moskof hizmetinde bulunan ünlü bir general yara­larını iyileştirmek için Paris'e gelirken, savaşta tutsak aldığı genç bir Türk'ü de yanında getirmiş. (Bir bütün olarak, kendile­ rine güvenmek bakımından İstanbul'daki ulemadan aşağı kal­mayan) Sorbonne'daki din bilginleri, zavallı Türk'ün eğitim görmemişliği yüzünden lanetlenmesinin yazık olacağını düşü­ nerek, Hıristiyanlığı kabul etmesi için Mustafa'ya çok ısrar et­ mişler; teşvik olsun diye de, ona bu dünyada bol bol iyi şarap, öbür dünyada cennet vaad etmişler. Bu akıl çelicilikler dayanıl­ mayacak kadar güçlü çıkmış; onun için, din bilginlerince iyice eğitildikten ve ilmihali belledikten sonra, nihayet vaftiz olmaya ve *kudas sakramentlerini almaya razı olmuş. Ama papaz her şeyi sağlama bağlamak amacıyla, eğitime devam etmiş ve ertesi gün, her zamanki sorusunu sorarak işe başlamış: Kaç tane Tanrı var? Benedikt, çünkü yeni adı böyleymiş, Hiç yok diye yanıtlamış. Papaz haykırmış, Nasıl! Hiç yok mu? Besbelli, demiş, dü­rüst dönme, Bana hep bir tek Tanrı var dediniz: dün ben onu yedim.
Hıristiyanlık başlangıçta genel olarak fakir halkın inanışıyken, ortalama hayatlar süren Romalıları da zamanla kendisine çekmeye başlamıştır. İmparator Konstantin (275-337), bir hayal görüp de Hıristiyanlığa geçtikten sonra, MS 313’te Milano Fermanı’nı çıkarmış ve Hıristiyanlığı imparatorluk genelinde yasallaştırmıştır. O zamandan itibaren Hıristiyanlık inancı yayılmıştır.
528 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Muhteşem...
İskender pala ile ilk tanışma kitabım neden bu kadar geç kaldım ? sanırım biraz ön yargı ile yaklastığım için şimdiye kadar okumadım kitaplarını ama Abumrabum kitabını okuduktan sonra fikrim tamamen değişti... Din felsefe tarih arkeoloji polisiye harmanlaması bir eser ile karşılaşmanın heyecanı Hz. İbrahimi konu alan bu eser tek kelime ile muhteşemdi.. Babiller Sümerler Akatlar - gizli örgütler adını bile duymadığımız teşkilatlar .. müslümanlar hatta insanlar üzerine oynanılan yoğun oyunlar ... Ebced hesapları ve hiyeroglif yazıların gizli sırları. Kil tabletlerin zamana meydan okuyan kabartmaları... Hepsi bir grup insanın dünyaya hükmetme var olan tarihi silip kendi istediği kültürü ve ahlak anlayışını dikte etme çabaları öyle güzel kaleme alınmış ki elinizden bırakabileceğinizi düşünmeniz hata ... Bir ideoloji uğruna kimliksizleştirilmiş insanların aslında ne kadar savunmasız ve acımasız olduğunu söyledi bana satırlar.. Aidiyet duygusu kazanmak adına işkencelere maruz kalan insanlar ,başka insanlar için ölüm makinesi şekline getirilmiş. Neden dünyanın varolşundan beri Ortadoğu ve müslümanların eziyet gördüğünü aslında dünya savaşı değilde dinler savaşı olarak anılması gerektiğini tek tek anlayacaksınız okuduğunuz da... tam da ifade edemediğim onca duygu ile okudum yazarın cümlelerini.. aşırı derecede keyif aldım okurken umarim siz de benimle aynı fikirde olursunuz simdiden okuyacak arkadaşlara iyi okumalar diliyorum...
Abum Rabum
Abum Rabumİskender Pala · Kapı Yayınları · 201810bin okunma
205 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.