"Aklı başında olan insan, ne dünya umurundan kazandığına mesrur ve ne de kaybettiği şeye mahzun olmaz. Zira dünya durmuyor, gidiyor. İnsan da beraber gidiyor. Sen de yolcusun. Bak, ihtiyarlık şafağı, kulakların üstünde tulû etmiştir. Başının yarısından fazlası beyaz kefene sarılmış. Vücudunda tavattun etmeye niyet eden hastalıklar, ölümün keşif kollarıdır. Maahaza, ebedi ömrün önündedir. O ömr-ü bâkide göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fâni ömürde sa'y ve çalışmalarına bağlıdır. Senin o ömr-ü bâkiden hiç haberin yok. Ölüm sekeratı uyandırmadan evvel uyan!"
Soru: Aklı başında olan insan neden dünya işlerinden kazandığına o kadar sevinmemeli?
Cevap: Çünkü dünya durmuyor gidiyor.
Soru: Aklı başında olan insan neden dünya işlerinde kaybettiğine hüzünlenmemeli?
Cevap: Çünkü dünya durmuyor gidiyor.
Başımıza gelen hastalıklar, musibetler durmuyor sevaplarını bırakıp gidiyor. Kendimizi kahretmeye değecek bir durum yok. Bizi üzmesi gereken bir şey var ise o da günahlarımız. Onlar amel defterimize yazılmış duruyor ve sonsuz hayatımızda ebedi hastalıklara dönüşecekler. Üzülünecek ise onlara üzülünmeli. Samimi bir tövbe ile temizlenmeli.
~~~
Derdimiz Mısır'a sultan olmak değil Rabbim, derdimiz Züleyha misali üzerimize hücum etmiş günahlara karşı gömleği arkadan yırtılanlardan olmak.
~~~
Hatasını bütün samiyetiyle kabul eden ve yeni bir başlangıç yapmak için temiz bir kalb, ışıl ışıl bakışlarla merhametimizi bekleyen kimseden, hangimiz affımızı esirgeriz?..
"Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunup davranan başka, işte onların günahlarını, Allah iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir, Kim tevbe eder ve salih amellerde bulunursa, gerçekten o, tevbesi (ve kendisi) kabul edilmiş olarak Allah'a döner, "