Vazgeçmek... Kolay mı? Bu satırları yazan ben vazgeçebilir miyim? Hadi bırak deseler elindeki şu telefonu? En basitinden. Bir telefon. Bırakabilir miyim? On tane bahane sayarım neden bırakamayacağıma dair. Çık deseler evinden. Şimdi hemen, üzerine tek bir ceket at, ayağına bir çift ayakkabı, belki o bile yok, çık dışarı. Her şeyi geride bırak. Bahane uydurmayı bırak. Çıkabilir miyim? Sanmam.
Bazen yapılması gereken tek şey vazgeçmektir. Bu yapılmadığında yeni yollara gitmek pek de mümkün değildir. Vazgeç ve yeni kitabın önsözünü yazmaya başla! Yol devam ediyor.
“Nasıl anlatsam bilemedim. Bin sene heyecanla beklediğin bir şey sonunda gelmiş de gerek kalmamış gibi.” diyerek anlatmış. Vaktinde gelmeyen hiçbir şeyin önemi yok tam da bu yüzden. Bu yüzden, her şey vaktiyle kaim. Yarını beklememeli.
Hayat, doğru zamanda doğru şeylerden vazgeçilen bir oyundur.
..., bir yokuştan kurtulmanın yolu bazen o yokuşu hiç çıkmamak, yolu değiştirmektir.
Vazgeçebilmek bir erdemdir.
HİÇ
Hiç Bir insani unutmak,
bir insandan vazgeçmek,
bir insani hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda
kaldın mi hiç?
Hani ölmüş gibi,
hani uzatsan da elini tutamayacağını bilmek gibi,
her an kapından içeri gülümseyerek gireceğini bekleyip
ama aslında hiç gelemeyeceğini de bilmen gibi.
Ne zor şey değil mi ölmediğini bilmek,
ama ölmüş gibi