"Görüyorum ki hiçbir şey bizi temiz ve onurlu bir ilişki içinde birleştiremez," diye yazmıştı ona. "Gelecekte sen, kocanın yanında da olsan, yalnız olacaksın, ben de dünyanın ortasında tek başıma olacağım. Tek avuntuyu kendimizi yenmiş olmakta bulacağız." Aradan üç ay geçmeden Manuela'dan aldığı bir mektupta, kocasıyla birlikte Londra'ya gitmekte olduğunu öğrenmişti. Bu haber, onu, daha sonra cumhurbaşkanlığına getirilecek bir mareşalin karısı ve cesur bir savaş kadını olan Francisca Zubiaga de Gamarra'nın koynundayken yakalamıştı. General, Manuela'ya daha çok bir savaş komutunu andıran bir yanıt yazmak için gecenin ikinci sevişmesini beklememişti: "Gerçeği söyleyin ve hiçbir yere de gitmeyin!" Son tümcenin altını da kendi eliyle çizdi: "Sizi kesin olarak seviyorum." O da sevinerek söz dinlemişti.
Ve burada birden Suat'ın önünde bulunup, bu temiz gözlerin, bu biraz zayıflamış saf yüzün huzurunda kendine açtığı korkunç yaranın bütün acısıyla ağlamak istemişti.