Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yıldırım Bayezid

Profil
Bayezid'i kurtarmak için muhtelif teşebbüsler oldu. Anadolu ileri gelenleri birleşerek Bayezid'i Timur'dan satın almayı denedi ve doksan bin floriye Timur'u ikna etseler de (her yer yağmaya uğradığı için) bu parayı kendi aralarında temin edemediler. Kostantiniyye tekfurundan iktikraz (borç) alma yoluna gidildi ama bu iş için görevlendirilen zat Kostantinopol'e ulaşmadan Yıldırım'ın ölüm haberi geldi ve bu teşebbüs de sonuçlanmadı. ( !..)
Sayfa 216 - Hayrunnisa Alan, 1402 Ankara SavaşıKitabı okuyor
O gün yatsı ezanı okunurken Yıldırım Bayezid Han, artık dünyalığını tümden yitirmiş yapayalnız bir beşerden başkası değildi.
Sayfa 314 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"İşte her şey bugün içindi karındaşlar... Bugün, bu saat, bu dakika içindi... Şimdi beni seven peşimden gelir. Gelmeyene sözüm yok. Zaferlerin en büyüğüne yürüyeceğim ben. Şahadete yürüyeceğim. Oğullarım başlarının çaresine bakacaklardır. Allah Devlet-i Aliyye'ye zeval vermesin ve bekasını sağlasın! İlimdar, Abdullah bin Revaha'nın Mute Harbi öncesi okuduğu şiiri tekrarla kardeşim. Durma, bir daha... Bir daha tekrarla, son ana kadar tekrarla ki yüreğimdeki şu sonu gelmez yangınlara biraz su serpsin." Günahkarım fakat ben, Af isterim Rabbimden, Ya da kanımı dökecek bir vuruş isterim. Kılıç ya da mızrakla deşilip çıkmış ciğerim. Ta ki beni gören samimice desin, Şu savaşçıya Allah rahmet eylesin. Sonra tekrar okuyor İlimdar... Ve tekrar... Ve tekrar...
Sayfa 304 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Allah'ım, halimi görüyorsun! Ya Rabbi, şu anda sana nasıl samimiyetle yöneldiğimi biliyorsun! Yüreğim bin parçaya bölünmüşken tek sahibim olarak olanca acımla sana nasıl yalvardığımı işitiyorsun! Bu ihanetlere ait olamam ben... Bu utanç damla damla sızıyor her yanımdan... Ve ben düşmanlarım adına yerine dibine geçiyorum şimdi huzurunda... Korktuğum, benden sonra Osmanlı olmanın, daima sırtımızdan bıçaklanmak için yeterli sebep olarak hainlerin zihinlerinde yerleşip kalması.
Sayfa 294 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
"Niğbolu Kalesi'nin yanına, hem de gece vakti bir başına gidip kale kumandanı Doğan Bey'le konuşarak dönmesi destanların destanına dönüşmüş halde. Öyle bir beyaz ata biniyormuş ki Yıldırım, İskender'in Bukefalos'u, Battal Gazi'nin Aşkar Divzade'si, Hazreti Ali'nin Düldül'ü ve Hazreti Hızır'ın Benliboz'undan daha yiğit bir hayvanmış. Yıldırım bu sayede düşman içinden kara bir yel gibi esip bitmiş kalenin dibinde. Biz Yıldırım'dan önce, efsaneleriyle baş etmeyi başaramadık..."
Sayfa 267 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Somuncu Baba Hazretleri
"Hutbeyi Emir Sultan Hazretleri'nin okumasını arzu etmiştim. Lâkin o her zamanki olağanüstü tevazuuyla, 'Hünkar'ım, demişti, zamanın kutbu aramızdayken hutbeyi onun okuması daha muvafıktır. Bu kişi ise, işte şurada gördüğünüz Hamid-i Veli ya da diğer ismiyle Hamid-i Aksarayî Hazretleri'dir.'
Sayfa 219 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Cengiz'in başaramadığını mı başaracaksınız? Biz Garbi Türkleri küçümserken gerçekte nasıl köklü bir devlet geleneğine ulaştığımızı göremiyor musunuz? Ben ölürüm, ama Allah'ın izniyle Osmanlı ilelebet yaşar. Timur ölürse, tıpkı Cengiz'den sonra olduğu gibi imparatorluğunuz varislerin kavgaları arasında kısa sürede yok olur gider.”
Sayfa 209 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
"Hele sessiz mi kalalım? Bize sığınanları teslim mi edelim? Kendisine sığınanı teslime edene namert ve alçak derler. Sizler Timur'un bir bahane aradığını göremiyor musunuz ey ulular? O sırtlan mertçe davranmıyor. Hiç de davranmadı. Bize yaptığı muameleyi kısa süre önce Toktamış'a ve Tuğluk Timur'a karşı da göstermedi mi? Şimdi beni, sizlerin dahi gözlerinizde uzlaşmaz taraf kılmak için böyle kaypakça bir üslup tutturmuş gidiyor. Biz istediği garibanları teslim edersek o da geri çekilecek, öyle mi? Boş söz bunlar! Hayır, hayır, çocuk olmayın. Timur, Osmanlı ülkesi üzerinde dava güder.
Sayfa 197 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Niğbolu'da esir aldığı Alman, Fransız, İngiliz şövalyelerine dönüşlerinde top top Bursa kumaşları hediye ettiği ve daha 14. yüzyılın başlarında Paris'te Osmanlı kumaşlarının moda olduğunu Rouillard'ın Fransızca doktora tezinden öğreniyoruz.
İşte Hak İşte Selâhiyet!
Elçinin büyük bir cüretle sorduğu, "Bulgaristan'ı hangi hak ve selâhiyetle işgal ettiniz?" suali üzerine bir Kur'ân-ı Kerim istemişti Bayezid Han. Sonra getirilen Kur'ân'ı öpüp sağ eline almış ve muhatabına göstererek, "Ey elçi!" demişti, "İşte hak" Ardından kılıcını sol eliyle çekip kaldırmış ve tarihe geçen bu meşhur cevabını tamamlamıştı, "İşte bu da selâhiyet!"
Sayfa 231 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"İlimdar, boş yere vehimlere kapılma kardeşim. Sana bir sır vereyim. Üzerimde Seyyid Emir Külal Hazretleri tarafından babam Murad-ı Hüdavendigar Hazretleri'ne Buhara'dan gönderilmiş tılsımlı bir gömlek var."
Sayfa 19 - Timaş YayınlarıKitabı okudu