Bakışlarını vadiye çevirdi Cem Sultan. Ayağa kalktı, bir iki adım attı. Eğilip yerde gördüğü bir papatyayı kopardı. Ardından Helen'in yanına dönüp çiçeği saçına taktı.
"Neden onu öldürdünüz?" diye sordu Helen.
"Sizde sonsuza kadar yaşasın diye."
Kadının/Adamın biri varmış. Senelerce uğraşmış, didinmiş, hayatta kalmaya çalışmış. Ama hep yalnız savaşçıymış. Başına buyruk. Sonra günlerden bir gün bu arkadaş atanmış. (Öğretmen, polis, asker vb.) Kısa süre sonra birden hayatının aşkı bulmuş onu. " Bana ne kadar değer veriyor, aşık bana, beni ben olduğum için seviyor" gibi paylaşımların önü arkası kesilmez olmuş.
Peki size soru. Bu inandırıcı bir durum mudur? Yoksa yalnızca her ay sabit yatacak maaşa duyulan bir aşk mıdır?