Ve kadınlar oyunlarını kendileri yazmazlar, onlar için önceden yazılmış rollere çıkarlar. Ve yaşam boyu başkalarının kararlaştırdığı rolleri sürdürürler. Birer "oyun kişi" olup çıkarlar. Bu yapıntı kişiliğin gerisinde gerçek kimlikleri büyüyüp gelişmez, belki de ölüp gider. Oyuncu bile yok olur, geriye kostümlü bir yapıntı kalır.
Kadınların yaşamı budur işte. Onlar gerçeği arayamaz, bulsalar bile söyleyemezler, ne kocalarına, ne çocuklarına, ne patronlarına. Gerçek dudak yakar, cezalandırır onları.