Bir gün, iki heykel getirdiler, tahminen onların çok ünlü adamlarından ikisinin heykeliydi. Tam nereye koyduklarını biliyorum, ama size söyleyemem. Heykellerin biri, düşünceye dalmış, sanki eliyle başını desteklemiş bir erkeğe ait, diğeri ise dik duruyor, sağ elinde tabancayı andıran bir cisim tutuyor...
Heykelleri yerleştirirken, varlıklardan biri diğerine “insanların göremeyecekleri şekilde, biraz daha kenar bir yere koymamız gerekmiyor mu? " sorusunu yöneltti. Diğerinin cevabı 'Korkma, onların kör olduklarım görmüyor musun?" oldu."
Vanga kendine bilgi veren varlıklardan bahsediyor..
Hakiki sanatçı-kahin, güzelliği üretebilen o semavi budala, esas olarak kendi vicdanıyla, kendi kutsal insani bilincinin kör edici biçimleri ve renkleriyle gözü kamaşarak ölür.