Hepimiz korkağız.
Korktuğumuz için severiz;
korktuğumuz için yaşarız;
korku yüzünden öldürürüz.
En kötüsü kısa sıkıntılardan korkarız.
Belki bütün sıkıntıların sebebi bu.
Belki paranın kendisi değil de sayısı önemlidir.
İnsanların yaşamasında önemli olan, ayrıntılar değil mi?
Ya insanlar? Onların yaşamasında her şey ayrıntı.
Önemli olan yemek değil, yenecek yemeğin çeşididir giysi değil, ayakkabının çeşidi. Pazar günleri pazarlık yaşamalarını kuşanırlar, çarşambaları çarşambalık!
Bizler aslında hayvanız, hemde en kötüsü, pençe yerine parmaklarına demirden ölümler kuşanan bir türden. Sanki Homo-Homicidus. Yani öldürmek içgüdüsüyle öldüren cinsten. Biliyor musunuz ki, doğada hiçbir canlı kendi türünden olanları salt öldürmek amacıyla öldürmez. Ama biz insanlar bunun binlerce yolunu keşfettik. Kurşundan, nükleer silahlara kadar. Aslında korkağız. Ve bu doğanın içinde korkunç bir ürkeklik içindeyiz. Sonuç: Öldürmek ya da Tanrı yerine geçmek güdüsü.
Bir bakıma haklı. Hepimiz korkağız. Korktuğumuz için severiz; korktuğumuz için yaşarız; korku yüzünden öldürürüz. En kötüsü kısa sıkıntılardan korkarız.