Komşulardan birinin bulduğu yaşlıca, somurtkan bir kadıncağız, haftada iki gün uğruyor, odalara odun, su çıkarıyor, ortalığı temizliyor, çamaşır yıkıyordu. Satıcılar kapıdan geçtiği için babaannem pek yorulmuyordu. Ancak her şeyin küfeyle, çuvalla alınmasına alıştığı için 'yarım okka' ya da 'beş tane' filan demeye çok utanıyordu.