çığırış
Ah ne alıngan şu balıklar. Tası tarağı toplayıp göç teklif ettim. Çantanı hazırlamak en güzel zaman kaybıdır. Islık çal, yumruğunu havaya kaldır. Zaman senin için akmaktadır. Bulutlar üzerime yığıldı. Bu pamuksu hissi sevdim. Müminler olduğum yer hakında güzel düşünmüyorlar. Patır patır akmakta zaman. Ben ve dostlarım bi öğle vakti cepler boş olmak üzre bir masanın etrafını işgal etmiş durumdayız. Sakallarımız uzun. Gözlerimiz çökmüş, dertlenmişiz. Patır patır akmakta zaman. Sözlerimiz kesik,yürekler korku içindedir. Müminler küplere binmiştir çoktan Gerisin geriye döndüm de bir şatafat gördüm. Şatafat, tam da balıkların konforuna dikkat edilerekten tertiplenmiş. Kaçayım dedim de oradan, zincirlenmiş bir yüzgecim bu masanın köküne. En dibindeyim. Ciğerlerimi orta yere dökerken bir pençe, şunları söyledi. -Tek kurtuluştur yok olmak. Küçük çocuklar böyle emziklendi. Serpildin, genç ve güzelsin. Dimdik, düpedüz, yalınayak yürü. Rahatça salınmaktan arlan. Arlan yaşamaktan yüzgeçlerin arasında. Pençelen de var yanımıza. Kestiler tüm varlığımı, dayanaklarımı, güzel yüzgeçlerimi. Güzel yüzüm, sert yerde sürüklenir şimdi. Ben böyle yaşamanın tadına çok geç vardım. Yüzgeç ile salınmak ne acizlik. Müminler kızar şimdi bu huyumuza. Saçlarımızı yandan öreriz, ellerde demir gibi yüreklerimiz. Attık yüreklerimizi tanrıların yanına. Salına salına geçeriz sokaklardan. Sakallarımız uzundur. Gözlerimiz çökmüştür. Dertliyizdir. Köşe bucak mümin ararız memleketin sokaklarında.
Gazali
Gerçekten de Gazâli'nin etik anlayışının köşe taşı, nefsi Allah'ı aramaya yönelik mistik teşvik ve tembihtir.[154] Buna göre, akıllı ve hikmet sahibi insanın sürek­li olarak ölüm düşüncesi üzerinde yoğunlaştığını, felaketlere boyun eğip dünya mülkleri için bunalmaktan, kıskançlıktan vazgeçtiğini bildiren Gazâli, böyle birinin kendisini yaratıcısının saf mutluluğuyla karşılaşmaya hazırladığını ileri sürer. Buna göre, Allah'ı gerçekten arayan kimse, zarar ve felaketten rahat­sızlık duymaz, çünkü onun varlığının kaynağına yaklaşmaktan başka bir düşüncesi olmayacaktır. Gazâli, ilahi veya Allah'a doğru olan yürüyüşün üç temel koşulu olduğunu ileri sürer. Bunlardan birincisi aşırı ilgi anlamında hırs, mutlak bir azim anlamında irade, sürekli bir arama anlamında taleptir.
Reklam
Hacer-i Esved
...İşte o nûrdan sütun orada tecellî eder ve Hazret-i Âdem, onun etrafında tavaf ederek Allâh'a ibâdet eder. Bu nûrdan sütun, Hazret-i Şît-aleyhisselâm- zamanında kaybolur, yerinde siyah bir taş kalır. Bunun üzerine Hazret-i Şît, onun yerine taştan, onun gibi dört köşe olan bir binâ yapar ve o siyah taşı binânın bir köşesine yerleştirir. İşte bugün Hacer-i Esved diye bilinen siyah taş odur.
Sayfa 213 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Demokrasinin temelini atan Solon
Solon bu önlemi böyle bir durumun gelecekte geri gelmesini önleyen bir yasayla tamamladı. Borca karşılık oluşan antik köleliği ortadan kaldırdı: Bundan böyle, şahısları rehin alarak, borç vermek yasaklandı. Bu yasa bireysel özgürlüğü kuruyordu: Attika hukukunun köşe taşı oldu bu. Böyle bir yasa başka hiçbir Yunan sitesinde hiçbir zaman var olmamıştır.
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Dilde ve Dirimde Dağılan Sınırlar
Okuma sırasına yerleştirip de neden bir türlü sırasının gelmediğine şaşırdığımız kitaplar vardır. İzleklerine sağlam adımlarla girilebilmesi için eşlikçi-kitaplarını beklerler. Bu yumuşak kenarlı ön-koşulu gerçekleştirmek okuma serüvenimizi bütünlediği gibi güçlendirir de. Metafor Olarak Hastalık derleyip topladığı birçok incelikli bakış açısıyla yeni dostlarını sabırla bekleyen bir eşlikçi-kitap. Susan Sontag, kendi hastalık deneyiminden de beslenerek 10 yıl arayla iki bölümde kaleme aldığı incelemesinde; veba, tüberküloz, kanser ve AIDS'i 'insan'ın öyküsü bağlamında dört köşe taşı halinde sunarak hastalık olgusunun sadece tıbba değil aynı zamanda sanata ve politikaya dair doğrudan sonuçlar yarattığını ortaya koyuyor. Kurmaca olsun gerçek olsun, bir metnin söylemini çözümlerken dönemin hastalıklarının da odağa alınmasının değerini kavrıyoruz. Tarih boyunca 'öteki'nin nasıl kurulduğunu, askeri bir üslupla nasıl yok edilmeye kalkışıldığını ve tüm bu savaşın metafor düzleminde süregeldiğini gördükçe dilin tüyler ürpertici sınırları üzerine yeniden düşünmek mümkün.
Metafor Olarak Hastalık - Aids ve Metaforları
Metafor Olarak Hastalık - Aids ve MetaforlarıSusan Sontag · Can Yayınları · 201559 okunma
314 syf.
10/10 puan verdi
Öteki Diye Biri Yok, Aramıza Kim Girdi diye soruyor Kutlu.
Mustafa Kutlu deyince aklıma; çiçeklerin türlüsü, kuşların türküsü, köydeki üzüm salkımı, horozların ötüşü, toprağın işlenişi, tek kat bahçeli ev ve kanaat ekonomisi geliyor aklıma. Tabi dua ve şükrü de unutmamak lazım. Son kitabı Vitrinde Olmak dün bitti. Mustafa Kutlu’nun okumadığım es geçtiğim kitabı var mıdır, belki pek azdır. Mustafa Kutlu
Vitrinde Olmak
Vitrinde OlmakMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 2015507 okunma
Reklam
591 öğeden 481 ile 490 arasındakiler gösteriliyor.