Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği’nin sonunda, Sabina dışında herkes ölür. Bu arada, o da, Amerika’da bir çeşit ruhsal ölüm tecrübe etmektedir. Ve bu varoluşsal kriz, kaçınılmaz ölümümüz, var olmanın dayanılmaz hafifliğiyle karşılaşmaya mahkûm oluşumuzun sebebidir. Yine de birçoğumuz hayatı seçeriz, çünkü Karenin’in gülümsemesi bir olasılık olarak daima aklımızın bir köşesindedir.