Benim adım da Sör Jaime. Kral Katili değil.
Jaime zeminde, Targaryen Hanedanı’nın üç başlı ejderhasının siyah ve kırmızı taşlardan yapılmış mozaiğini bulmuştu. Seni tanıyorum Kral Katili, der gibiydi canavar. Ben her zaman buradaydım, senin bana gelmeni bekliyordum. Ve Jaime o sesi tanıyor gibiydi; bir zamanlar Ejderha Kayası Prensi Rhaegar’a ait olan demir tonlar.
Epsilon Yayınları, İngilizce aslından çeviren: Sibel AlaşKitabı okudu
“Lannister kadını ona boynuzlar taktı, onu soytarıya çevirdi. Onu öldürmüş bile olabilir, Jon Arryn’i ve Ned Stark’ı öldürdüğü gibi. Böyle suçların karşısında adalet olmalı. Cersei ve zelilleriyle başlayarak. Ama bu yalnızca başlangıç olacak. O meclisi temizlemeye kararlıyım. Bunu, Üç Dişli Mızrak’tan sonra Robert’ın yapması gerekirdi. Sör Barristan bir keresinde, Aerys’in hükümdarlığındaki çürümenin Varys’le başladığını söylemişti bana. O hadım asla affa uğramamalıydı. Kral Katili de öyle.”
Epsilon Yayınları, Çeviri: Sibel AlaşKitabı okudu
İnsanların bazen bazı şeyleri kazanç elde etmek için değil, bir şeyleri kaybetmemek için yaptığını söylemek istedim. İnsanların bazen kendi boylarını aşan işlere kalkışınca eski düzenlerine dönmek için değil, daha fazla kaybetmemek için yaptığını söylemek istedim.
Sayfa 118
"Yalnız değilim," dedi. "Sen varsın."
Sayfa 392 - YabancıKitabı okudu
Seni bilmek yaşamaktır.
Sayfa 216 - YabancıKitabı okudu
İnsan önce bir sebepten öldürürdü, sonra da bahaneyle.
Sayfa 30Kitabı okudu
İnsanların bazen bazı şeyleri kazanç elde etmek için değil, bir şeyleri kaybetmemek için yaptığını söylemek istedim.
Sayfa 118Kitabı okudu
Dedikleri gibi, önemli olan başlangıç değil, sonuçtur.
Sayfa 88Kitabı okudu
Her şeyin bir zıttı olmalı . Yukarı ve aşağı. Siyah ve beyaz. Yok oluş ve ölümsüzlük.
Kazanmış gibi hissedemeyecek kadar çok şey kaybetmiştik.
Sayfa 384Kitabı okudu
Deneyim evlat... Deneyim ne kadar fazla ise o kadar istemesen bile güçlenirsin.
"Benim korunmaya ihtiyacım yok. Beni bulurlarsa ne yapmam gerektiğini göstermene ihtiyacım var. Nasıl kullanacağımı öğrenmeye." Bakışları keskindi. "Uyuyordun. Silahın yoktu. Giyinik bile değildin ve onlarla baş edebildin. Hatta içlerinden birini öldürmeye başardın. Nasıl yaptın bunu?"
Sayfa 97 - Deneyim seni büyütür, anılar ve yaş değil.Kitabı okuyor
Sonunda güldüren bir an...
Birimize sarılıp uyuyakaldığımız pozisyondaydık hâlâ.
Öhhöm.
Peter.
"Hay lanet," diye mırıldandı John saçlarıma doğru.
"Sence ne kadar süredir kapıda?" Diye fısıldayarak sordum.
Öhhöööm. Bir duraklama ve sonra Peter'ın boğazını temizlemesinin boğulmaya benzer korkunç sesi. Öhöööm.
"Çıkardığı seslere bakılırsa epeydir." (Haykırdım.)
Gülmemi bastırmak için elimle ağzımı kapadım.
"Şşş, durumu kötüleştireceksin." dedi John ama o da gülüyordu.
...
Öhhöööm.
"Geldim." John kapıya yürüyüp bir esinti yaratarak kapıyı açtı. "Sesin sanki bırak olmuşsun gibi geliyor," dedi koridora çıkarken. "Bu büyük bir başarı, biliyorsun. Boğan çok büyük oranda bir çocuk hastalığıdır ve yaşlı adamlarla da çok nadiren görülür."
John kapıyı jaoadi ama Peter'ın cevabını yine de duydum.
"Ben göstereceğim şimdi boğağı."
Sayfa 67 - Yakalandılar...Kitabı okuyor
Kararlılık seviyem ektedir;
"Şu an öyle düşündüğünü biliyorum," dedim ama bu hiç de kolay olmayacak."
"Ben aldığım kararı kastetmiştim."
"Sırf mühür sende olduğu için öyle söylüyorsun," dedim
"Onunla hiç bir ilgisi yok," diye cevapladı john kafasında tartarak "Yok, haklısın. Aslında çok ilgisi var."
Sayfa 62Kitabı okuyor