Tosyalı bir garip beslemeydi o. Bastığı yerde izi olmaz, konuşsa sesi duyulmazdı. Gölgesi bile yorgun, bitkin görünürdü. Eli yüzü güzeldi ama Allah var. Bakışları boncuk boncuk simsiyah, insanın içini görür gibi bakardı. Anlatanların "Dağ gibi adamlar" diye bahsettiği, iki belalı adamı bu kavak cereği gibi çocuğun öldürdüğüne inanmak gerçekten zordu. Ama işte Atalar bosuna dememiş. Canı yanan eşek atı geçermiş.
Uykusundan uyanan çocukların sesi.
Kimi zaman coşturur içindeki ümitleri. Bazen koparmak ister, duvarlara sinen senelerini. Düşünme sen. Küçük pençeresinden vuran ışıklar, bir gün kırmızıya boğar, karanlıkta kalmış özgürlük güllerini.