İnşanlar, farkında olmaksızın, kendi içlerinde hiç durmadan faaliyet gösteren birtakım güçler geliştirirler.
Bu güçler, onların bilinçdışı alanlarında gizlenir, Hayatlarını etkiler ve ışığa çıkarılmadıkları zaman bazen daha da acı sonuçlara yol açarlar.
Dostoyevski, böyle bir durumu Budala adlı eserinde o derece güzel bir şekilde dile getirmiştir ki, bu örnek o zamandan beri psikologların hayranlığını çekegelmiştir.
Bir toplantıda kibar bir hanım, romanın kahramanı olan dükü, yanında bulunan pahalı bir Çin vazosunu devirmemesi için iğneleyici bir dille uyarmıştır.
Dük ona bu konuda dikkatli davranacağım
söylemiş, ama birkaç dakika sonra vazoyu yere düşürerek kırmıştır.
Toplantıda bulunanlardan hiçbiri bu olayı yalnızca bir kaza olarak görmemiştir; herkes bunu tabii bir sonuç olarak görmüş ve hanım efendinin sözlerinden incinmiş olan bu adamın bütün karakterini göz önünde tutacak şekilde yorumlamıştır.
Bir insan hakkında yargıda bulunurken yalnızca onun bilinçli hareketlerini ve sözlerini göz önünde tutmamalıyız.
Çoğu zaman, bilinçli olarak fark etmediği davranış ve düşüncelerindeki küçük ayrıntılar, onun gerçek tabiatını tanımada bize daha iyi bir ipucu vereceklerdir.
Alfred Adler
İnsan Tabiatını Tanıma, Alfred Adler
Sayfa 88