Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eğer yüce Allah'ı değil de falanca adamı veya adamları en yüce varlık kabul ediyor, onların emirlerine bağlıysanız, o zaman da o yüce (!) adam veya adamların dinindensiniz demektir.
Rahmani ilham ile zulmani ilham arasında ayrım yapabilmenin asgari şartı Kur'an ve sünnet-i Resulullah'a (sav) göre yaşanan İslam dinidir. Secde ile doruk noktasına ulaşan "kulluk bilinci" bizlere sürekli kim olduğumuzu hatırlatır, kendi kendine tapmayı, yani spiritüal/manevi narsisizmi önler.
Sayfa 198 - KaknüsKitabı okudu
Reklam
De ki "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir."(6-En'’âm 162) İşte müslümanın andı budur.
Sayfa 74
Birçok insan âdeta Allah'tan şikayetçi (hâşâ) "Niçin dualarımız kabul olunmuyor?" diye. Sormak lazım: Dualarınızın kabulü için gerekli ön şartları hazırladınız mı ? Hayır. O halde niçin halen dualarınızın kabulünü beklersiniz? Tarlaya hiç tohum atmıyorsunuz. Arkasından da "niçin buğday filizlenmedi?" diyorsunuz. Güzel de tohum atmadan nasıl buğday beklersiniz ?
Sayfa 42
"Dinsiz" insan yoktur. Çünkü dinin salt anlamı, "yol"dur. Yani kişinin izlediği ve peşi sıra gittiği düşünce, fikir ve yasadır. Dinin bir tanımı da şeriat (yasa)'dır. Bir tanımı da, inanç sistemi veya inancın kaideler bütünüdür. Bundan dolayı da, hiç kimse inançsız, fikirsiz, kuralsız ve kaidesiz olmadığı için dinsiz de değildir.
Sayfa 14
Kim kimi en üstün görüyorsa o onun tapınağı ve onun dinidir.
Sayfa 13
Reklam
Kelimeler, düşünce ve duygu imbiğinden geçerek, tasavvurumuzu inşa eden kavramlar olurlar. Hayatı, kavramlarla ördüğümüz dünyamızda anlamlandırırız.
Sayfa 7
KİM BİR BARDAK SOĞUK SU İÇERSE BENİ HATIRLASIN. Hz. Hüseyin Kerbela, yeniden var olmak için atılmış ölümüne bir adımdır, ölümüne bin adımdır. Âşık olmanın adıdır ölüme en Yüce’nin hatırına. En Yüce’nin hatırına ölümle kıyılmış nikâhtır bu, Hüseyni bir nikâh. “Kerbela, bir feryattır. İkiyüzlülüğe, kaypaklığa ve arkadan vurma alçaklığına
Bağımsızlık ahlâkı; anarşizm, sorumsuzluk, akima eseni yapma ya da yapmama istenci değil, insan olma onuru, bilinci ve sorumluluğu demektir. Bu ise, her şeyden önce akıl ve aydınlanma bilincidir. Akıl ve aydınlanma, insan merkezli dünya anlayışının temelleridir. Bu anlayış, insana insanlık tarihinin bir parçası olduğunun onurunu, bilincini, aym zamanda da sorumluluğunu kazandırır. Ve böylece, bir entelektüel hastalığı ve kaçaklık olan bireycilik ve anarşizme de, her türlü kulluk ve kölelik ahlâkına da aynı ölçüde karşıttır...
Biz paralı askerler olmakla birlikte bir ruhu ve sadakati olan kullardık. Ruh yitince oldu her şeyin de yitimi. Ruh, iyinin işaretini seçmekle başlayan haberdi. İyi, kötünün bittiği yerdi. Kötünün sınırıysa insanın insana, insanın hayvana, canlı olana hatta eşyaya zulmü demekti. Hepsi de Nizam-ı Alem sırrında gizliydi.Başlangıçta iyi uğrunda canı hiçe saymanın eşsiz doyumuydu duyduğumuz. "Kuru cihangirlik davası" değildi bize vasiyet edilen şey. Sonrasında, gayeyi yitirmişlerin tamamında olduğu gibi, sadece alışkanlık. Savaşıyor olmanın kendisini gayeye dönüştürenlerin taşkın heyecanı. Uğrunda vuracağımız ruh ve sadakat yol olduğunda sadece vurduk. Böyle kötü olduk. Bir kez vurmaya alıştırılmıştık. kulluk bilinci yerine vurmak alışkanlığı. Önümüze ne gelirse vurduk. Sipahileri vurduk sekbanları vurduk. Orduyu, devleti, milleti vurduk. İstanbul'u, Anadolu'yu, eyaletleri vurduk.
Sayfa 147Kitabı okudu
732 öğeden 721 ile 730 arasındakiler gösteriliyor.