TERS SALTO SİYASETİ, DİNİ VE İDEOLOJİSİ NE DEMEKTİR Ters salto siyaseti emperyalizmin kullandığı bir taktiktir. İnsanlığın yaşanmakta olan son ibreti mahşer tufanı ve canlı ölüler ibreti yaşanana kadar ters salto siyaseti iş gördü. Ters salto ne demektir? Kendini başkalarına kötü gösterterek gücünü korumak, aşırı güçlü göstererek sömürmek
Tabi zaman onların da anlattıkları gibiydi. İnsanlar dinlerini bir tarafa bırakmış heva ve heveslerini kendilerine ilah edinmiş ve nefislerini tatmin etmek derdindeydiler. Haliyle ortalık yozlaşmış beyinlerle doluydu. Her çeşit insan vardı dindar diye geçinen... Dini anne babadan duyan mı dersiniz, Kur'an'ı rafa kaldırmış evin en üst köşesine koyup bir de toz tutmasın diye örtülerin içine koyup, okuyup anlamaktan uzak olan mı dersiniz, Kur'an-ı Kerîm'i Arapça okuyup ağlayan ama Türkçesinden haberi olmayan mı dersiniz, bu iki şahsın anlattığı fuhşiyat peşinde koşanları mı dersiniz, uyuşturucu bataklığına düşmüş hem kendi hayatını hem ailesinin hayatını mahveden mi dersiniz, kimler yoktu ki... Tabi, bir de her nesilde olduğu gibi İslam'ın indirildiği gibi yaşanmasını kendilerine dert edinenler de vardı aralarında...
Sayfa 11 - Nuhbe Yayınları
Reklam
M.S 7.yy'da Arap Yarımadasında Yahudilik ve Hıristiyanlığa benzer yapıya sahip olan yeni bir monoteist inanç ortaya çıkmıştır. İslam kaynaklarında, İslam dini ortaya çıktığında, Arap Yarımadasında Paganizm, Yahudilik, Hıristiyanlık, Zerdüştlük, Sabiîlik ve Haniflik gibi dinî inançlıların var olduğuna dair birçok riayet vardır. Buna Hz. Peygamber'in Hanif olduğu ve Kur'an'da Hanifliğin övülmesini de ilave edecek olursak, İslam dininin oluşmasındaki temel hareket noktaları hakkında fikir sahip olmuş oluruz. Çalışmamızın belki de en temel ve önemli iddiası, Theosebes'ler ile Haniflerin aslında aynı grup olduğunu söylemekle olmuştur. Şüphesiz elimizdeki mevcut kaynaklardan yola çıkarak bu iddiayı ayrıntılı ve net bir şekilde delillendirmemiz mümkün değildir, fakat hem İslam kaynaklarında hem de batılı kaynaklarında yer alan kaynaklardaki ipuçları analiz ettiğimizde dikkate değer benzerlikler ortaya çıkmaktadır.
EN'ÂM Sûresi: 25. Âyet
"Onlardan seni Kur'an okurken dinleyenler de vardır. Fakat onu anlamlarına engel olmak için kalplerinin üstüne örtüler çektik, kulaklarına da ağırlık verdik. Onlar her türlü mûcizeyi görseler bile yine de onlara inanmazlar. Hatta o kâfirler sana geldiklerinde, "Bu Kur'an eskilerin masallarından başka bir şey değildir," diyerek seninle tartışırlar."
Sayfa 129 - Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları / 1244, Kaynak Eserler /131, Cüz:7, Sûre:6.
Allah’a hamd etmek, mü’min bir kulun Allah’ı anar-anmaz kalbinden taşan duygularının ifadesidir. Çünkü en başta bu kulun varoluşu bile yaratıcısına karşı hamd ve övgüyü gerektiren ilâhi bir lütuftur. Her an, her saniye ve her adım başında yüce Allah’ın sayısız nimeti ardarda sıralanmakta, birbirini izlemekte ve başta insan olmak üzere bütün yaratıkları kapsamına almaktadır. Bundan dolayı her işin başında ve sonunda Allah’a hamd etmek İslâm düşüncesinin temel kurallarından biridir; “O, kendisinden başka ilah olmayan Allah’tır. En başta da en sonda da hamd O’na mahsustur.” (Kasas Suresi, 70)
"Benim problemim buydu işte.Bir anlığına da olsa tam şu an kendimi bu binadaki herkesten geri çekmek istiyordum.Kendimi odama kapatmak,yorganın altına girmek ve hatta yastığımı da yüzüme kapatıp olabildiğince ulaşılmaz olmak istiyordum.Kilitli kapıların ardında ağlamak ama duyulmamak,karanlık odalarda başucuma bir mum yakmak ama görülmemek
Reklam
1.000 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.