Kemal Tahir, benim için “diyalog” demek. O, karşılıklı veya iç diyaloglarla anlatır anlatacağını. Komik anlatır, “yerel” lehçelerden faydalanarak anlatır, uzun uzadıya anlatır, ama güzel anlatır. Çoğu sözü, Türkçede modern atasözü olmuştur. Eski (Devlet Ana) ve yakın (Yorgun Savaşçı, Kurt Kanunu) tarihimizi zihnimizde şekillendirmeye yardımcı olduğunu da hatırlatalım.
Rahmet Yolları Kesti de işte böyle… Kitap, ülkemizde ve edebiyatımızda yüceltilen eşkıyalık kültürünü alaya alıyor. Hem de ne alaya alma! Başkahraman Ali, en bilinen eşkıyamız İnce Memed’in bir tür parodisi. Aradığı, bir eşkıyadan beklediğimiz adalet değil, daha süflî nimetler. Romanın başındaki Audré Maurois’in sözü her şeyi açıklıyor: “Ahlâk düzeni sağlam olmayan ve soyguncularıyla başa çıkamayan bir toplum, -ruhunda arta kalmış barbarlık duygusunun da baskısı ile- soyguncularına karşı hayranlık duyar.”
Çok eğlenceli, çok dokundurmalı bir eser. Önceden söyleyeyim, Alevi vatandaşlarımız bazı kısımlarına alınabilirler.