Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Dikkat spoiler içerir.
Eski İttihatçılardan Abdulkerim bey, İzmir'e Atatürk'e suikast yapılması için gerekli düzenlemeleri yapmış, Ziya Hurşit'i Gülcemal vapuru işe uğurlamıştır. Vapurdan inen Laz İsmail'i metresi Naciye'yi görür ve onun peşinden gider. Amacı onunla halvet olmaktır ve bunu başarır. 4 gün sonra evden çıkar ve Baytar Rasim ile
"Yeni kuşaklar bizi ölçüp biçerken, kocaman bir imparatorluğun tepemizde aralıksız çatırdadığını hiç akıllarından çıkarmasınlar! Gerçekten çok zor bir yaşamaydı bu..."
Kemal Tahir'in önce Kurt Kanunu romanını sonra da Esir Şehir Üçlemesini heyecanla 15 güne yakın bir sürede okudum. Kemal Tahir yakın tarihimizin önemli olaylarına gerçekçi ve eleştirel bir gözle bakıyor. Dönemin yaşanan pişmanlıklarını şaşkınlıklarını ustaca ele almış. Karakterleri o kadar güzel kurgulamış ve gerçek kahramanları o kadar iyi serpmiş ki aralara, romandaki hangi karakter gerçek hangisi hayal karar veremiyorsunuz.
Üçlemenin ilk kitabı EŞİ sizi hemen içine alırken diğer iki kitabın ilk sayfaları (EŞM hapishane hayati ve konusmalarla cok "erkek", Yol Ayrımı ise "politik") biraz sebat istiyor ama asla pişman olmuyorsunuz, gösterdiğiniz sabrı fazlasıyla hakettiğini ileriki sayfalarda gösteriyor Kemal Tahir.
SORUMLULUK...İnsanoğlu yaptıklarından, hattâ aklından geçirdiklerinden, hattâ yakınlarının yaptıklarından, tasarladıklarından değil, yüz yıl, iki yüz yıl sonra yaşayan, bütün insanların yaptıklarından, daha beteri akıllarından geçirdiklerinden de sorumlu görünüyordu.
Kitabın en can alıcı bölümlerinden biriydi "sorumluluk" duygusunun irdelenmesi.Kemal Tahir kendi yazar sorumluluğunu yerine getirmiş. İzmir suikastı olayını "resmî tarih" anlatımı dışında farklı açılardan değerlendirmiş. İttihat ve Terakki Partisi üyelerinin hataları,doğruları,fikirleri,eksikleri Kara Kemal aracılığıyla okuyucuya sunulmuş.
Kitabî yıllar sonra 2. kez okudum. Keyifli okumalar...
Kemal Tahir salt bir romancı değil. Aynı zamanda tarihçi gözüyle bakılması gereken bir yazar. Özellikle Esir Şehir üçlemesi ile cumhuriyet tarihine ışık tutan yazar, bu kitabında Mustafa Kemal Atatürk’e karşı başarısız İzmir suikastinin öncesi ve sonrasını ayrıntılarıyla işlemiş. Bunu işlerken sadece olayları anlatmakla kalmamış, aynı zamanda suikastçilere ve Atatürk’e dahi eleştirel yaklaşmıştır. Atatürk’e eleştirel yaklaşımı onun karakterine değil belki de yönetilen devletin baskıcı ve dalkavuklarla dolu bir saçmalığa dönüşmesi nedeniyledir. Etrafındaki dalkavuklar ile halkın ekonomik sıkıntılar çekmesi bir araya gelmiş ve o günün küresel ekonomik buhranına da yakın olması sebebiyle bazı sorunlara yol açmıştır. Ancak yeni cumhuriyet özellikle Atatürk’ün çizgisinde kalabilse inanın çok daha farklı bir Türkiye’de yaşıyor olurduk. Bunun mesajını da veriyor Kemal Tahir.
Her yönüyle; bakıldığında hem anlatım dili hem akıcılığı ve işlediği yakın tarih itibari ile çok beğendiğim kitaplar arasına girdi. Kitabın ana karakteri Kara Kemal ağzından ilerleme politikası ile söylettikleri muhtemelen kendi düşünceleri olduğunu varsayarsak; Kemal Tahir’i oldukça doğru düşüncelere sahip bir aydın olarak değerlendirebiliriz. Özellikle kendini aydın olarak tanıtan çevreleri ağır eleştirmesi ile.
Öncelikle belirtmeliyim ki Kemal Tahir ile bu kadar geç tanışmama hayıflanarak okudum kitabı.
Tartışmalı, sancılı bir dönemi, tüm taraflarına eşit uzaklıkta durarak artıları ve eksileriyle korkusuzca, muhteşem bir olay örgüsü ve tertemiz bir Türkçeyle anlatmış. Ne eleştirinin acılığına kaptırmış dilini ne de hamasete kurban etmiş kalemini. Yazarın diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum.
312 syf.
·
Puan vermedi
Bu kez uzun uzadıya yorum yapamayacağım fakat kitaptan çok etkilendiğimi söyleyebilirim. Dönemin koşulları, siyasi olayları, bakış açıları farklı karakterler üzerinden gayet anlaşılır ve akıcı bir surette anlatılmış. Doğrunun ve yanlışın tek olmadığını, zamana ve koşullara göre değişkenlik gösterebileceğini ve hiçbir zaman kesinlikten bahsedemeyeceğimizi enfes bir dille hikaye içerisine yedirerek anlatmış yazar.
İzmir suikastininin arka planı, olaya dahil olan ve olmayanların gözünden ve o dönemin Türkiyesi de gözler önüne serilerek anlatılmış. Yazar, dönemin aydınlarını eleştirmekten de geri durmamış. Güzel, düşündürücü ve etkileyici bir eser.
Tavsiye ederim. Keyifli okumalar..
Millici Abimiz Kamil Bey’in son anda eline tutuşturulan bıçakla hapishaneden büyük bir gürültüyle çıkma beklentisine kapıldığımız, işgal altındaki İstanbul’dan düşman kovulurken Kuvayı Milliyecilerimizin mücadelesine tanık olacağımız heyecanıyla bitirdiğimiz ikinci kitabın devamı hiç beklenmedik bir şekilde başladı. Olaylar birden 7 yıl sonrasına
Kemal Tahir koministliği savunduğu için kitabı ön yargı ile okumaya başladım, olayları doğrumu anlatacak, o dönem insanlarını görüşleri farklı diye kötüleyip çamur mu atacak diye ama çok net bildiğim meselelerdeki uyuşmalar tutunca ön yargım geçti ve kitabı baya severek okudum. İzmir suikastinin öncesi ve sonrasını çok güzel bir öz eleştriyle gerçek dışına sapmadan çok güzel bir kurguyla akıcı bir hale getirmiş tarih sevenler için gayet başarılı bir roman olmuş bence. İnsanlar sizin sayenizde yüksek yerlere gelse bile siz düştüğünüzde onlar için bir hiç olacağınızı vefa denen şeyin artık var olmadığını çok net bir şekilde anlıyorsunuz.
Kurtlukta düşeni yemek kanundur" korkusunu her an enselerinde hissederek yaşayan köşeye kıstırılmış, kendileriyle ve geçmişleriyle, içinde bulundukları zamanla hesaplaşan insanları anlatıyor Kemal Tahir, Kurt Kanunu’nda. Cumhuriyetin en bunalımlı dönemlerinden biri olarak değerlendirilen "İzmir Suikasti" olayına karışan ve karıştırılanların dramı olarak da okunabilecek roman, İttihatçılar arasındaki iktidar kavgasını ve tasfiye sürecini de acımasız bir yalınlıkla ve özeleştiriyle ortaya koyuyor.
Esir Şehir Üçlemesi’nde taşıdığı umudu Yol Ayrımı’nda yitirmeye başlayan Kemal Tahir, Kurt Kanunu’nda mücadelenin kime ve neye karşı yapıldığının pek de öneminin kalmadığı günleri "hayal kırıklığını satır aralarına gizleyerek" ustalıkla betimliyor.
Kemal Tahir gerçekten okunması gereken bir yazar bunu belirterek kitap yorumuna geçeyim
Konusu Atatürk'e düzenlenmek istenen İzmir suikastı ve çevresinde yaşanan olaylar
yakın tarihle ilgili karanlıkta kalan olay örgüsünü Kemal Tahir'in kaleminden okumak mümkün bazı yerlerde konunun biraz dışına çıkması dikkati çekse de genel itibari ile kafalarda İttihatçıların saf dışı edilmesi için İzmir suikastı kullanıldı mı sorusunu getiriyor
İttihatçıların kendini sorgulaması birinci dünya savaşında üstün gayret sarf etmeleri ve Kuruluş aşamasında Halk cephesi ile karşı karşıya kalınması
acaba idamlar olmasa çok güçlü muhalefet olabilir miydi?
ya da iktidara gelecek olan ittihatçılar aynı uygulamayı yaparmıydılar? tamamen okuyucuya bırakılmış
"Kurtlukta düşeni yemek kanundur" sözü ile Kemal Tahir kitabın özünü veriyor aslında iyi okumalar
İzmir suikastını farklı kaynaklardan da mutlaka okunması gerektiğini düşünüyorum