Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Kemal Tahir'in aykırı bir o kadar kendine ait üslubu ile kaleme aldığı "Kurt Kanunu" kitabını beğeni ile okudum. Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanılanlara satır aralarında ince ince göndermeler yaptığına şahit oldum. Bazı konuları o dönem için cesaretle kalem almış olması neden dışlandığı sorusuna da cevap veriri nitelikte. Sosyalizm fikrinin yaşamsal alanı olan Rusya ve diğer tecrübelerinden esinlenip. "Bizim Batıya ! ihtiyacımız yok, ne ararsak kendi kökümüzde zaten var..." söyleminin belki de cesaretle harmanlandığı bir eser. İttihat ve terakki oluşumundan gelen cunta ve komiteciliğin Cumhuriyetin ilk yıllarına nasıl yansıdığını İstiklal mahkemelerine ne denli sirayet ettiği konusunda da ip uçları vermektedir. Beğenerek okudum.
Kurtlukta duseni yemek kanundur.
Kurtlukta duseni yemek kanundur ,demis burdan baslamis her sey. Kitap 3 bolumden olusuyor : kanli tuzak, surek avi, insanlik sorunu. Ilk iki bolumu bosa okudum. Kulhanbeyi agziyla karman corman yazilmisti bana gore, naciye asagi naciye yukari derken, sayfalari atladigimi fark ettim. Istedim ki hemen bitsin. Ama 3.bolumdeki bazi kisimlar bazi cumleler asiri iyi geldi. En azindan birine onereceksem "sadece 3.bolumu okusan yeter", derim. Bence.
Kelimenin tam anlamıyla enfes bir roman. Konuya herkesçe bilinen taraftan değil öteki taraftan yaklaşılmış. İzmir suikasti günümüzde dahi tartışma konusu olmakla beraber fazlaca taraflılık içerdiği için herhangi bir yorum yapmayacağım bu konuda. Fakat Kemal Tahir olayı kaybedenler gözünden değerlendirmiş olup bu değerlendirme içerisinde Kara Kemal Bey üzerinden İttihatçılığı da eleştirmiştir. Bu eleştiriden cumhuriyet döneminin kadroları da nasibini almıştır. Kara Kemal gerçekte bu kadar sol perspektifte olan (en azından ekonomik açıdan) birisi miydi bilmiyorum. Roman haliyle bir kurmaca fakat şahıslar kurmaca olmayıp bazı kişilerin isimleri değiştirilmiştir. Romandaki en güzel bölüm son bölüm olan "İnsanlık Sorumu" kısmıdır. Özellikle Kara Kemal'in kaçak günlerinde neler düşündüğünü kurmaca da olsa aktarması biz okuyucuya bir bireyin hatta özelleştirirsek İttihatçılığın Küçük Efendisi'nin neler düşünüp neler hissettiğini düşünmemizi, sorgulamamızı sağlayacaktır. Kitap tam anlamıyla başlığa uygunca "Kurt Kanunu'dur" fakat son kısmında bunu da sorgulayacak, sorgulatacaktır.
“Kurtlukta düşeni yemek kanundur.”
Kemal Tahir ile tanıştığım ilk kitap oldu bu eseri. Ne zamandır aklımda olan bir eserdi çünkü döneminde de günümüzde de eleştirilere uğramış bir eserdi. Dil bakımından baktığımızda çok yormayan akıcı bir eserdi diyebilirim; ara ara iç monologların uzunluğu ve fazlalığı yorabiliyor sadece. Konusuna gelince ilk iki bölümde İzmir suikastinin yapanlar ve yaptıranlar açısından bir incelemesi gibi olmuş. Bu iki bölümde suikastı yapanların ve yaptıranların daha çok psikolojik durumlarına eğilmiş Kemal Tahir. Yaşadıkları iç bunalımlara, arkadaşların birbirlerini satmalarına yani özetle bir nevi iç çöküşe değinmiş. Son bölümde ise aslında biraz yardım ve yataklık yapmanın ya da yapmamanın, bunun üzerinden insanın sorumluluklarının ve bu sorumluluklar karşısında aydının yaşadığı bunaltıya değinmiş. Ve tüm bunları da tabii ki tarihi bilgilerle donatmış. Olayı ve dönemi biraz araştırıp öyle okumanın daha faydalı olacağı düşüncesindeyim. İyi okumalar!
Esir Şehir Üçlemesi'nde taşıdığı umudu Yol Ayrımı'nda yitirmeye başlayan Kemal Tahir , Kurt Kanunu'nda mücadelenin kime ve neye karşı yapıldığının pek de öneminin kalmadığı günleri ustalıkla betimliyor.
219 syf.
·
Puan vermedi
——Belki biraz spoiler:))——-Yakın zamanda okuduğum Kemal Tahir’in Kurt kanunu kitabı sonrası; İzmir suikastinde yargılanmış olan Cebesoy’un kitabına, bu olayla ilgili bir şeyler yazmıştır düşüncesiyle başladım. Beraat etmiş olsa da bu durumun nasıl yaşandığına dair, kendi dilinden bir şeyler okurum umudu taşıyordum. Hatta M.Kemal Atatürk’le olan yakın dostluğunu okudukça merakım bir hayli arttı. Beni bu konuda tatmin etmemiş olsa da az çok tahmin edebilir şekilde bitirdim kitabı. Bu konu dışında sevgili Atamızın defalarca dinlesekte, izlesekte usanmayacağımız bir çok anısını okuyoruz. Aralarındaki dostluk çok güzel..Keyifliydi..
