Yusuf daha çocukken eşkiyalar anası ile babasını öldürür. Başlarında beklerken kaymakamın onu yanına alması ile Yusuf`un öyküsü başlar. Herşey güzel ilerlerken beklenmedik olaylar karşında Yusuf'un ve Muazzez'in hayatı inişli çıkışlı olmaya başlar. Hikaye örgüleri akıcı bir şekilde devam etmesi sizi kitaba ciddi anlamda yakınlaştırıyor..
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,5bin okunma
"Saadet hayatı olduğu gibi kabul etmektir..." demiş. Ne doğru söz! Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey ilave etmeli, ne de ondan bir şey eksiltmeli... Bazı şeyler vardır, canımızı sıkar; "Bu neden böyle? Böyle şeyleri dünyadan kaldırmalı!" deriz. Bazı şeyler de mevcut değildir. İçimizden, bunların olmasını ister, hatta bu uğurda çalışırız. İkisi de saçma ve faydasızdır. İnsan dediğin mahluk hiçbir şeyi değiştiremez. Bunun için, gönlünün rahat olmasını istersen, gördüğün fenalıkların bile bir hikmeti olduğunu düşün ve yeryüzünde olmayan iyilikleri oraya getirmek sevdasına kapılma... Sonra en mühimi: Kendini halinden şikâyet etmeye alıştırma! Ömrünün sonuna kadar dövünsen bu hayatın cefası tükenmez; kendine etmiş olursun.
Ne kadar muhteşem bir yapıt olduğunu kelimelerle anlatamam. Herkes bakar herkes görmez derler, fakat umarım her bir okur gerçekleri görebilir, Yusufu bir kahraman değil bir suçlu olarak eleştirebilir. Zamanında firsat varken herkesin baltaya sap olması gerek !
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Doğan Yayınları · 2019173,5bin okunma
Mademki hiçbir şeyi değiştirmeye iktidarı yoktu, her şey evvelden çizilen bir yolda yürüyecekti, o halde aklı başında bir insan, olanları tebessümle seyredip sırasını beklemeliydi.
Kalbinde günden güne kuvvetlenen bir aşkı adeta dini bir his gibi tefsir ediyor ve bütün düşünce ve hareketlerinin bu mihver etrafında dönmesi lazım geldiğini hissediyordu.
İçindeki bütün yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başını yere eğmek istemiyordu. Matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti.
Konuşmaya ne lüzum vardı? Bütün güzel laflardan ve hoş insanlardan sıkılan bu mahlukları, birbirlerinin sessiz mevcudiyeti, yorgunluk verecek kadar doyuruyordu.