Sabahattin Ali'nin yazdığı ilk romandır.Gerçekten heyecan verici ve sürükleyici bir roman,en güzel romanlarından biri diyebilirim.bu roman edremit’te bir köyde geçmektedir. 9 yaşında ailesinin bir eşkıya baskını sırasında öldürülmüş olan çocuğu kaymakam Selahattin bey evlatlık edinmiştir.Yusufun eşkıya baskını sırasında sağ elinin baş parmağı kesilmiştir.yusuf hem sakat hem yetim hemde evlatlıktır.ama bir o kadarda erdemli ve cesurdur.kuyucaklı Yusuf herkesle bir arada ama yabancı bir karakterdir.duygularını içten ve derinlemesine yaşamıştır.bu roman sakat ve yetim bir bireyin toplumda baş gösterebildiğini ve kendini ifade edebildiğini örnekleyen harika eser…
Tüm kitap okuyucularına bu kitabı okumasını tavsiye ederim:)
keyifli okumalar dilerimm...
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Ataç Yayınları · 2019174,3bin okunma
Konuşmaya ne lüzum vardı? Bütün güzel laflardan ve boş insanlardan sıkılan bu mahlukları, birbirinin sessiz mevcudiyeti, yorgunluk verecek kadar doyuruyordu.
Yüzü hiç gülmeyen Yusuf
Sabahattin Ali genç yaşta öldürülmüş bir yazardır ve yazarın bir çok kitabı bulunuyor bunlardan bir tanesi de "Kuyucaklı Yusuf" kitabıdır. Ilk eserlerinden olan bu kitap, aslında birçok şey anlatmaktadır. Kitapta konu çok güzel ve akıcı bir şekilde anlatılmış, herkese tavsiye ederim. Kitabı okumak istemezseniz
Hayattan fazla şeyler bekleme! Dünyada her felaketin içinden en az zararlı sıyrılmanın yolu,hayata uymak,muhite uymak,hiç sivrilmemekte.Geçen gün ceza reisi bir kitap verdi.Şöyle karıştırdım.Derin bir şey...İsmi Amak-1 Hayal...senin anlayacağın, ‘hayalin dibi’...
Orada yazıyor:Bir gün Allah peygamberleri çağırıp sormuş, ‘Saadet nedir?’ demiş.Her biri kendilerine göre cevap vermişler. Musa:’Arzı Mev’ud’a gitmektir’ ; İsa: ‘Bir yanağına vurana ötekini uzatmaktır’; Buda :’Hayatta hiçbir arzusu olmamaktır’ yollu şeyler söylemiş.Sıra bizim Muhammed’e gelince: “ Saadet hayatı olduğu gibi kabul etmektir...” demiş. Ne doğru söz! Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey ilave etmeli,ne de ondan beş şey eksiltmeli...Bazı şeyler vardır,canımızı sıkar;
“Bu neden böyle? Böyle şeyleri dünyadan kaldırılmalı !” deriz.
Bası şeyler de mevcut değildir,içimizden bunların olmasını ister,hatta bu uğurda çalışırız; ikisi de saçma ve faydasızdır.İnsan dediğin mahluk hiçbir şeyi değiştiremez.