Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
160 syf.
·
Puan vermedi
Acıların, Aşkın Ve Derin Yalnızlıkların Soylu Şairi: Paul Verlaine..
Bir şairi anlamak ve onun şiir dediği gerçekle yüzleşmek istediğimde mutlaka o şairin hayatına tanık olmayı çok isterim. Bu bazen o dönemde aynı havayı teneffüs etmediğimizden dolayı mümkün olmayabiliyor. Ki zaten çoğu şair hayattan koptuktan sonra tanınmaya başlıyor... Bu başka bir konu ve başka bir inceleme... Bundan hareketle şairin hayatını
Paul Verlaine - Yaşamı, Sanatı ve Şiirleri
Paul Verlaine - Yaşamı, Sanatı ve ŞiirleriPaul Verlaine · Alaz Yayıncılık · 198425 okunma
“Fransız şair Leconte de Lisle Hypatia’yı şöyle tanımlar: “Platon’un ruhu, Afrodit’in bedeni.” Zekâyla güzelliğin birleşimi, yani Hypatia, bundan daha güzel ifade edilebilir mi?”
Epsilon YayıneviKitabı okudu
Reklam
Poelogy
Kişisel lirizme ve kişiselliğe paydos: Kişisel temalar ve onun çok yinelenen çeşitlemeleri dikkati yorar, tüketir. Leconte de Lisle kişiselliğe şöyle karşı çıkar: "Nesneli aramalıyız, kişisel olmayana yönelmeliyiz. Bu, duygusuzluk anlamına gelmez. Lirizmi artık bir yana bırakalım. Şiir bireysel bir destanda kanatlanamaz. Bilge bir kuşaktanız. Çağın aydınlık yoluna girmek için geçmişe yönelmeliyiz, geçmişten günümüze gelmeliyiz. Bilimin yoluna, pozitivizmin yoluna böyle girebiliriz. Artık geçmişi, imgelemlerle ya da yerel renklerle çağrıştırmak değil de, en yeni belgelerin yardımıyla, fikirleri, olayları, özden yaşamı, varolma, inanma, düşünme, davranma nedenini, eski soyları oluşturan her şeyi yeniden yaşatmak söz konusudur. Uzun zamandan beri birbirlerinden ayrılmış olan bilim ve sanat birbirleriyle kaynaşmasa bile birleşmek zorundadırlar. " Oysa, bilindiği gibi, romantizmde, bireyin imgelemi, düşgücü ve duyarlılığı, "ben "in kendinden geçişi ve kişisel lirizm egemendir.
Paul Verlaine-40
Tanrım, ne kadar kötü şiirlerdir bunlar!, herkesin istediği gibi şiirler yazar; pornografik, Katolik, eşcinsel ve hassas, lirik dizeler kaleme alır, sonra yazdıklarını alıp Quai'de, yayıncı Vanier'ye koşar; şiir başına biraz avans alır. Durumu kötüleştiğinde, odası çok soğuk olduğunda, bir asalak gibi peşini bırakmayan orospularla edebiyatçılardan bıktığında, bu kez soluğu ikinci evi olan hastanede alır. Orada doktorlar ve tıp öğrencileri onu tanımaktadırlar, bu nedenle romatizması yüzünden normalden biraz daha fazla kalmasına izin verirler. O zaman sırtında hastane gömleği, başında beyaz külahıyla bir kral gibi ziyaretçilerini kabul eder, gazeteler için şiirler ya da küçük saçmalıklar yazar. Günün birinde rahat battığında ve damağı yeniden alkoün özlemini çekmeye başladığında, kendini yeniden topallayarak sokağa atar ve masaları dolaşmaya koyulur. Leconte de Lisle öldüğünde, gençler yeni bir kralın seçileceğini ilan edip edebî bir gösteriye hazırlanırlar. Verlaine, Quartier Latin'de büyük bir çoğunlukla "Şairlerin Prensi" seçilir. Bu yeni unvanını büyük bir gururla, yarı kral, yarı da deli tacı gibi taşır, bir an kendini akademiye takdim etmeyi bile düşünür, ama dostları onu bu umarsız çılgınlıktan zamanında vazgeçirirler.→
Sayfa 110 - 111 Can Yayınları ModernKitabı okudu
Birisinin Leconte de Lisle ile Başpapaz Delille'i karşılaştırdığını duyduktan sonra, bir makalede, bana hiç de garip görünmeyen bir fikri aktarmıştım. Kısa bir süre önce aynı fikri uzun uzadıya ve iki tekrarla Louis Veuillot'nun satırlarında buldum: "Tasvirdeki bütün bu sahte parlaklıklar, bu renk ve ışık cümbüşleri, yaşlı Başpapaz Delille'in kılık değiştirmiş halinden başka bir şey değildir. Yalnız, dolaylamalarının karmaşası altında Jacques Delille, daha çevik adımlarla yürürdü. Küçük güzel patileriyle porselenlerin arasında hiç takılmadan koşan, arada bir küçük, güzel sahte incileri sallayan salon köpeği, sırtında vahşi ve özellikle alacalı askerlerle dolu bir savaş kulesi taşıyan bir file dönüştü. Ağır yürüyüşü iyi taklit ediyor, bununla birlikte yer sarsılmıyor."
Sayfa 22 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Leconte de Lisle
Büyük bir sanat eseri, milyonlarca siyasi makaleden daha değerlidir.