İnsan, annesi ölene kadar yaşlanmıyor. Zamana karşı koruyorlar bizi. Anne ölünce de birden otuz yılsa otuz, kırk yılsa kırk... O kadar yıl birden geçiyor.
Sayfa 83 - Yapı KrediKitabı okudu
O kadar acımışım ki sana baba, diye düşünüyor Sabahattin, hastalığını yadigâr bıraktığın için zerre kırgınlık yok içimde. Senin kadar zor ölmesem kâfi.
Sayfa 24 - Yapı KrediKitabı okudu
Çocuklarımızı Hüseyin Rahmi' yı bile okumak için ayrı bir filoloji tahsili görmek zorunda bırakacak kadar ölçüsüz, cezbeli ayıklamalar yüzünden az sonra elde sadece lisanın koçanı kalabilir. Saçakları, kubbeleri, cumbaları, sütun başlıklarını ve tepecamlarını ata ata Türkçenin mimarisi korkarım kübikleşerek her katına birer sıra pencere dizilmiş dümdüz, karaktersiz, şiddetle can sıkıcı bir antrepoya yahut siloya benziyecek; lisan Esperantomsu bir tarihsizliğe, ananesizliğe düşecek. Yirmi yıl önceki lisanı anlıyabilmenin bir ihtisas işi mahiyetine girmesi ile övünülemez.
Sayfa 585 - İnkılâpKitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Efendisi değil, efendi huylu ve ruhlusu çok bulunan ırk ve millet gerçek mânada üstün bir ırk ve millet sayılsa yeri vardır.
Sayfa 225 - İnkılâpKitabı okudu
Asya' daki ucu-bucağı bulunmaz koca Türkçe gölünün bereketli, fakat taşlı topraklı suyunu durulaştırıp içilir hale getiren tasfiye makinesi Anadolu' dur ve tadına tat katan hassasını da İstanbul vermiştir.
Sayfa 148 - İnkılâpKitabı okudu
Gariplik züppesi ona derler ki sevdiği puf böreğini yer veya tarhana çorbasını içerken bunların Frenkçe bir adı olup da söyliyemediğine ve Frenkçe adı olmıyan bir yemeği sevdiğine pek üzülür. Ah, der keşke puf böreğinin "bouchee au vapeur," tarhananın da "Potage Marie-Claire" gibi şık birer isimleri olsa!
Sayfa 354 - İnkılâpKitabı okudu
Zaten eskidenberi dikkat etmişimdir: Zevk, ancak vurguncuların türediği ve haksız servetlerin sivrildiği anormal devirlerde bu derece kabalaşıyor, bayağılaşıyor. Demek ki zevk ile ahlâk at başı bir gidiyor!
Sayfa 345 - İnkılâpKitabı okudu
Zaten Amerikan sanatı ve medeniyeti Avrupa' nınki gibi değildir, sürat bakımından bir gebelikten ve doğumdan ziyade yumurtlamayı ve yumurtadan çıkışı andırır.
Sayfa 291 - İnkılâpKitabı okudu
Pek esaslı ve muvakkat sebeplere dayanmadıkça mutfağı işlemiyen ve akşam yemeğinde toplanamayan bir ailenin devamlılığına güvenmeyiniz. Zira dikkat ettim: Çok defa talâk dâvaları açılmadan önce mutfak kapanıyor ve sofra başı toplantısı dağılıyor.
Sayfa 57 - İnkılâpKitabı okudu
Ortada zorlayıcı kesin icaplar olmadıkça, evinde mutbak ocağını tüttürmiyen ailenin yarın ocağına incir dikilmesi ihtimali olduğunu söylersem ileri vardığıma, işi büyülttüğüme hükmetmeyiniz.
Sayfa 54 - İnkılâpKitabı okudu
Türk hümanizminin -devletin desteğine ve dış desteğe, iyimserliğe rağmen- kusurlu olmasının nedeni, bünyevi Avrupa merkezciliği midir? 21. yüzyılın laiklikle ilgili beklentileri nelerdir? Dış politikanın köktendincilik ve küresel sermaye tarafından belirlendiği bir dönemde -hâlâ tarihin zirvesi sayılan- modernleşme ve laikleşmenin ille de Batı modellerini mi izlemesi gerekiyordu?
Sayfa 245 - MetisKitabı okudu
... Sorunun temelinde müthiş bir ironi yatıyor: Batı' yı örnek alınacak bir rol modeli olarak görme ihtiyacı, Türkiye' nin kendi geçmişine özeleştirel bir açıklama getirmesini engellemektedir.
Sayfa 191 - MetisKitabı okudu
Laikleşme sürecinde eğitim, Osmanlı döneminde hayal bile edilemeyecek şekillerde liberalleşmiş olabilir, fakat bu sefer de Avrupa hayranlığı yeni bir din mertebesine yükselmiştir.
Sayfa 38 - MetisKitabı okudu
Ölmek nedir? Yaşayabileceğini hayal ettiğin olayların bitmesidir ya da insanın öyle sanmasıdır.
Sayfa 401 - İletişimKitabı okudu
Onunla evlenseydim korkunç bir şey olurdu. Başkasıyla evlendim, gene korkunç oldu.
Sayfa 397 - İletişimKitabı okudu