ly'ki geldiniz çocuklar, dedin Sosyalizmi göreceğim gelmişti. Ne gezer o zaman bizde -şimdi de öyle ya- Sosyalizmi temsil... Ama hiç kuşkum yok, Oktay, Sosyalizmin göreceği gelecek seni.
Sayfa 9 - Yine bir sosyalizm vakıası..
ly dün ü gün Hakkı isteyen bilmezmisin Hak kandadur Her kandasam anda hâzır kanda bakarsam andadur İstemegil Hakk'ı ırak gönüldedür Hakk'a durak Sen senliğün elden bırak tenden içerü candadur Gir gönüle bul andadur benliğün defterinidür OI hâs gevher bil andadur sanma kim ol ummandadur Ol ummanda yüzbin gevher bir zerreden oldı kemter Ol cana zevâl mi irer zevâl canı hayvandadur Eylegil sûretün `ören can sirridur ana iren Bâtın gözidür dost gören zâhir gözi yabandadur Kim ki gaflet içre geçer canı zevâl suyın içer Derviş arşdan geçer egerçi yer yüzindedir Yûnus Emre gözün aç bak iki cihan toludur Hak Gümânı sıdkı oda yok șöyle eşkere nihandadur
Reklam
"Söz mü?" "Evet." Lolipopu ağzına attı. "ly, onu paylaşamayız." diye karşı çıktım. "Nedenmiş?" Ağzından çıkartarak bana uzattı. Başımı iki yana salladım. "Ağzından çıkardın." "Ağzım dün seninkindeydi," diye hatırlattı. Sesini alçaltmıştı ve bakışları yanıyordu. "Hatırladın mı?"
Sayfa 242Kitabı okudu
He hauls me up to him, then breathes in my ear, “Ho-ly shit.” “And to think you could’ve been having this the entire time,” I say tartly. There’s a long pause, then Famine lets out a surprised laugh. “Little flower, you are, perhaps, even more devious than I am.”
191- Abdullah b. Amr b. el-Âs'tan rivâyet edilmiştir ki, Rasûlullah'a (as.) bir adam geldi ve şöyle dedi: Ey Allah'ın Rasûlü; benim malım ve çocuklarım var. Babam, benim malımı yeyip tüketiyor. (Ne buyurursunuz?)" "- Sen de, malın da babanındır. Çocuklarınız, kazancınızın en temiz ve helâllerindendir. Öyleyse çocuklarınızın malından yeyiniz!"16 İZAH Bu hadîs, çocuğun malında babanın tasarruf hakkı bulunduğunu ifâde etmektedir. Baba, evlâdının malında, izinsiz de tasarrufta bulunabilir. Özellikle baba muhtaç ise, çocuğunun malından alabilir. Ancak israf edemez, gayr-i meşrû harcamada bulunamaz. Hadîste çocuğun, babanın kazancı olarak gösterilmesi, şüphesiz mecâzî bir ifâdedir. Baba, çocuğun dünyaya gelmesine vesîle olduğu için, evlâd onun bir nevi kazancı sayılmış ve dolayısıyla evlâdının kazancından, yani kendi kazancının kazancından yemesi halâl kılınmıştır. Şâfiî'ye göre fakir ve çalışamaz durum da olan babanın nafakasını karşılamak, çocuğa vâcibtir. Zengin veya sağlıklı ise vâcib olmaz. Buna karşılık diğer fukahâ, her hâl ü kârda anne babanın nafakasını karşılamanın çocuğa vâcib olduğu görüşündedirler. Buna göre hadîs; baban, senin malını da ihtiyacı nispetinde kendi malı gibi kullanır demektir. Sen de muhtaç düşen babana bakmak zorundasın. Babanın, ihtiyacı olmadığı halde, evlâdının malını dilediği gibi kullanması, herhalde hadîste murâd edilmemiştir.17 16 Ebû Davud, Buyû', 79/3530; İbnu Mâce, Ticâret, 64/2291. ly Şerh idnbkz.. Avnu'I-Ma'bûd, IX, 444; Bezlu'l-Mechûd, XV, 210.
2.cilt
Bauman’a göre modernitenin gelişiyle birlikte başıboşların (vagabonds) ve yabancıların ortadan kaldırılması, onlar ”dünyanın kavramsal, ahlaki veya estetik haritasına” uymadıkları için bir ”yaratıcı yıkım" süreci olarak görüldü.“(1)Başıboşlar, ”uyarıda bulunmadan ortaya çıkıp gözden kaybolan” kişilerdi; ”topluluk onları, herkesi içine sokan bakışlarına tabi kılmak yoluyla eminceye kadar, onlar inatla yabancı olarak kaldılar ve ortadan kayboldular”.[2] ”Tehlikeli”, ”sahipsiz" ve ”köksüz” kelimeleri, başıboşlar ve yabancılar için sıkça kullanılan yakıştırmalar olmuştur. Daha önemlisi, bu gruplara yönelik her türlü gönderme, genellikle organizmacı metaforla bağlantılıydı; bu yüzden de onlar, çoğunlukla hamamböcekleri, sinekler, örümcekler, fareler, uyuz böcekleri, bakteriler ve virüsler gibi parazit böceklerle mukayese ediliyordu. Bu adlandırmalar arasında ortak olan şey, yabancıları parazit organizmalar veya hastalık taşıyıcıları olarak temsil eden organizmacı metafordur; bu yüzden de yabancıların karşısındaki ”saflık arayıcılarına” musallat olan, büyüyen bir güvensizlik ve korku atmosferini yansıtmaktadır.(3) [1] Age., 5. 17. [2] Bauman, Legislators and Interpreters, s. 41, 42. [3] Bauman, Postmodemı'ly and its Discontents, s. 6.
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
89 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.