Gelirken sen getirmediğin, giderken de gitmelerine mani olamadığın hiçbir şeye benim diyemezsin.
Benim diyemediğin şeyden hak talep edemezsin.
Hak talep edemediğin şeyden şikâyet edemezsin.
Ama aldandın bir kere.
Damarlarına kadar işlemiş haram sevdaya mukabil, sana şah damarından daha yakın olduğunu söyleyen bir Rabbin vardı.
Duymadın!
Kimse bilmez diye derinlere gömdüğün dertlerine mukabil, yarattığı kalbin atomlarına kadar işiten Rabbin vardı.
Anlamadın!
Onların batıp giden sevgilileri çiçek alırken, bizim Sevdiğimiz (c.c.) tüm çiçekleri yarattı.
Görmedin!
Şimdi hüzünlü yüreğine şöyle söyle dostum:
Geçmez sandığın ne varsa geçiyor.
İçin geçiyor önce.
Sonra anıların gözlerinin önünden geçiyor.
Geçmez sandığın kabuk tutan yaraların da geçiyor.
Ben de gidiyorum artık, gözümün önünden kabrim geçiyor.
Kestiğim elimi ispat olsun diye gözlerimin önünde tamir eden Allah’ım!
Kırık gönlümü başka cerrahlara götürdüğüm her gün için affet!
Tırtıl öldüm demiş, Allah kelebek yaratmış...
“Provası yok hayatın.Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek. Önemli olan,ilk defa değil son defa sevebilmek.” – Oğuz Atay
“Derin ve ihtiraslı sev! Kalbin kırılabilir ama hayatı dolu dolu yaşamanın tek yoludur.” – Erich Fromm
En zor okul hayat okuludur. Hangi sınıfta olduğunu, bir sonraki sınavın ne zaman olduğunu asla bilemezsin. Kopya çekemezsin çünkü herkesin kâğıdındaki soru ve cevapları farklıdır...:-) :-) :-) :-)
Gitmeyiz dediler, gittiler. Sözler verdiler, tutmadılar. Gitme nedenleriyle nasıl bir kişiliğe sahip olduklarını kendileri belirlediler. Öncelikle hep onların duyguları,düşünceleri daha önemli oldu. Bizim ne düşünüp, ne hissettiğimizin bir önemi yoktu. Kırıldık, kimsenin umurunda olmadı. Değmeyen insanlar için harap ettik kendimizi.
Biz kendimizi harcadık. Bitirdik.
Değmeyeceğini bile bile, sonunu bildiğimiz filmi defalarca farklı insanları hayatlarımıza alarak izledik. Üzerimize düşenin fazlasını yaptık. Ama anlayamayacak insanlar için.
Bunların hiç bir önemi yokta, göz göre göre seviyoruz dediler,
bir hassiktir lan diyemedik...
Seni ''canımın içi'' diye sevecek birini kaybettin.
Şimdi hiçbir can nefes olmayacak sana.
Daha çok sevileceğini umarak gittiğin yerde sıkışırsa kalbin, elini kalbine koy. Çünkü o acı benim.
O sıkışmayla sana, bizi bitirme çabalarını ve
hiçe sayışlarını hatırlatmaya geleceğim.
Biliyor musun sevgilim? Seni sevdim.
Bir insan hayatında ne kadar çok ve ne kadar güzel sevebilirse, o kadar sevdim.
Bu da benim yenik zaferim...
Sen benim ilk çaresizliğim,
sen benim ilk yenilgimsin.
Boşver şimdi yazdıkIarını faIan. Sen hiç ‘ihtimaI’ yaktın mı?....
Ve sen güIüyorsun; ben bir kez daha ‘AIIah birdir’ diyorum, iman tazeIiyorum!.....
ÖIümün oIduğu yerde, daha ciddi ne oIabiIir?.....