Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Gazze dünyanın en güzel şehri değil. Denizi, başka Arap şehirlerinin kıyısından daha mavi değil. Portakalları Akdeniz havzasındaki en güzel portakallar değil. Ancak bir vatanın tarihiyle eşit Gazze . Çünkü o düşmanın gözünde en çirkin, en yoksul, en sefil ve en habis. Çünkü o bizim aramızdan düşmanın rahatını kaçırmaya ve huzurunu bozmaya en yetkin olan. Çünkü o düşmanın kabusu. Çünkü o mayınlı portakallar, çocukluğu olmayan çocuklar, yaşlılığı olmayan yaşlı adamlar, arzusu olmayan kadınlar demek. Tüm bunlar yüzünden o bizim en güzelimiz, en safımız ve en sevgiye mazhar olanımız.”
Yunanistan’a mı gitmek istiyorsun? Pasaport çıkarman gerek, ama çıkaramıyorsun çünkü baban veya yakınlarından biri savaş sırasında ülkeyi terk etmiş ve öylece vatandaşlık hakkını da kaybetmişsin. Senin o sırada bir çocuk olman hiçbir şey ifade etmez, Her Arabın o zamanlarda belli bir süre için toprağını terk ettiğini keşfedersin bir de, ve dönenlerin hepsi gizlice döndükleri için, vatandaşlık hakkını kaybederler. Pasaporttan umudunu kesiyorsun ve serbest dolaşım izni için başvuruda bulunuyorsun. Bir de keşfedersin ki sen İsrail toprağında yoksun, çünkü bir ikamet belgesine sahip değilsin. Bütün bunları bir şaka zannederek avukat arkadaşıma anlatayım diye sabırsızlanıyorsun: — Burada vatandaş değilim, mukim de değilim, ikametim yok, neyim ve kimim o zaman?
Reklam
Filistinli şair Mahmud Derviş, Gazze için sessizlik: Alışılagelmiş Hüzün Günlüğü kitabında Gazze'yi şöyle tarif eder: "Gazze dünyanın en güzel şehir değil. Denizi,başka Arap şehirlerinin kıyısından daha mavi değil. Portakalları Akdeniz havasındaki en güzel portakallar değil. En zarif veya en büyük de değil. Ancak bir vatanın tarihiyle eşit Gazze. Çünkü o düşmanın gözünde en çirkin, en yoksul, en sefil ve en habis. Çünkü o bizim aramızdan düşmanın rahatını kaçırmaya ve huzurunu bozmaya en yetkin olan. Çünkü o düşmanın kâbusu. Çünkü o mayınlı portakallar, çocukluğu olmayan çocuklar, yaşlılığı olmayan yaşlı adamlar, arzusu olmayan kadınlar demek. Tüm bunlar yüzünden o bizim en güzelimiz, en safımız ve en sevgiye mazhar olanımız."
Sayfa 225Kitabı okudu
Dedemin toprağına bağlılığı, aniden mülkünden ve kazancından mahrum bırakılan bi­rinin bağlılığına benzemiyordu. Ondan ziyade, sahibi ol­duğu toprak onun vatanına ne derece bağlı olduğunu gös­termekteydi. Kesilmiş bu bağın yeniden kanun önünde meşru kılınması, onun için tarihi ve vicdani bağdaşıklık demekti; bütün hasreti de bu bağdaşıklığı
Sayfa 22 - Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s:22-24 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
Aynı anda hem şair hem asker olan biri bana Filistin’de kendini hiçbir zaman yabancı hissetmediğini ancak son savaşta Batı Şeria’nın köylerinde böyle bir duyguya kapıldığını söyledi. Asker üniforması üstündeyken küçük bir kızla göz göze geldiğinde, kızın bakışı askeri iyice sarsmıştı. Kızın bakışları karşısında kendisini bir gaspçı gibi hissetmişti. Kızın yarattığı etkiyi gizlemeye çalışmadı. Bu kız nasıl hatırlayabilir diye sordu? Ona bir vatanı olduğunu kim öğretti? Kim?
"Yerden soyut bir resim gibi doğmuştu ve onunla birlikte bütün geçmiş de"
Reklam
Lübnan’a giden Filistinliler bir veya iki sene sonra Filistin’e döndüklerinde vatandaşlık tanınmıyordu. Ama ne ibret ki, iki bin sene sonra Varşova’dan gelenlere hemen vatandaşlık hakkını tanıdılar! Gecenin ilerlemiş bir saatinde polisler, biri balçıktan yapılmış evimizin kapısını copuyla çalıp, bütün aileyi, yani nine, dede, ana, baba ve dört çocuğu, hem salon, hem mutfak, hem yatak odası olarak içine sıkıştıkları tek odanın kapısını çalarak ikaz ederdi. Dedeme sorardı: Oğulların Lübnan’dan döndü mü? Dedem “suçunu” itiraf ettiğinde de babamı ve amcamı, kendi ülkelerine izinsiz olarak girme suçundan tutuklarlardı.
Yer sadece ölçülebilir bir alan değil aynı zamanda bir ruh halidir.
Sayfa 18 - PdfKitabı okuyor
İşgalci Yahudilerin Filistinli Araplara Uyguladığı Ayrımcılık
Lübnan’a giden Filistinliler bir veya iki sene sonra Filis­tin’e döndüklerinde vatandaşlık tanınmıyordu. Ama ne ib­ret ki, iki bin sene sonra Varşova’dan gelenlere hemen va­tandaşlık hakkını tanıdılar!
Sayfa 21 - Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s:21-22 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
Eksik olan, sa­vaş düzeniydi. Genel izlenim, hattâ genel yanılma, oradan sadece kısa bir süre için ayrıldığımız anlayışıydı. Peki, yurdumuzdan çıkışımız bize can güvenliği ve zaferi ka­zandıracakken niye çocuklar, yaşlılar ve kadınlar bu ka­dar gelişigüzel bir şekilde ölmektedir. İsrailliler ise Arap­ların kaçışını, vatanlarına bağlılık
Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s:20-21 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
Geri136
554 öğeden 541 ile 554 arasındakiler gösteriliyor.