Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
196 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
HakanTürk / M. Ali Ağca Kimdir?.. Kitaplarında, Hakan Türk bugüne kadar yaptığı görevlerin dışında, denilerek hangi görevlerde bulunduğu yazmamaktadır. Halen merkezi Amerika'da olan International American Assocation Başkanlığı ve The World Medical Assitance Assocation 2. Başkanı olarak görev yapmıştır. 1962 yılından beri yurtdışında yaşamakta olan Hakan Türk'ün 100'e yakın kitabı, yüzlerce haber, makale ve benzeri yazı dizisi vardır. M. Ali Ağca, yalnızca ülkemizde değil, dünya çapında meşhurdur. En son Papa II. Jean Paul'e suikast girişiminde bulundu ve yakalanarak 20 yıl İtalya'da, 7 yıldan fazlada Türkiye'de hapis yatarak, tahliye oldu. Malatya'da doğan, üniversite eğitimi için önce Ankara'ya, sonra İstanbul'a geçen Ağca, silah kaçakçılarının elinde, Abdi İpekçi'den sonra Papa suikastini gerçekleştirerek dikkatleri üzerine çekti. 1990 ve 2000'li yıllarda hep gündemde kaldı, erken tahliye edildiği iddiasıyla medyanın başlattığı kampanya sonunda tekrar cezaevine gönderildi, daha sonra tahliye olabildi. M. Ali Ağca, MHP ve Türk Devleti aleyhine hep kullanıldı, uzun zamandır sesi çıkmıyor. Kitap, M. Ali Ağca'yı övmek veya yermek amacıyla değil de gerçek kimliğini ortaya koymak için yazılmıştır. Özellikle medyanın ikiyüzlülüğünü de çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Mehmet Ali Ağca Kimdir?
Mehmet Ali Ağca Kimdir?Hakan Türk · Akademi TV Programcılık · 200628 okunma
Andropoz
Üniversitelerde 50 yaş üstü erkek hocaların ders vermesi yasaklanmalı. Çünkü hepsi olmasa da çoğu andropoza girdiği için öğrencilerle uğraşmaya ve işkence etmeye başlar,, ve baş belası olmaya . Onlar odasına geçsin makale yazıyorsa yazsin ama öğrencileri rahat bıraksınlar. Böyle düşünen başkası var mı acaba merak ediyorum Aynı şekilde 60 yaş üstüne de siyaset yasak olmalı
Reklam
248 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Şiddetsiz iletişim ile ilgili çok kaynak ve makale okuduğum için kitap bana hafif ve gereksiz yerlerde uzamış gibi geldi ... Yinede iletişim konularına yeni ilgi duyanlar için güzel bir başlangıç olur derim .
Dinlemiyorsun
DinlemiyorsunKate Murphy · Doğan Kitap · 20247 okunma
İkbal'in gerek şiirlerinde gerekse makale ve diğer eserlerinde tarihte milletlerin medeniyet ve maddi refahta zirveye çıktıkları halde, manevi ve ahlaki yönden çöküntüye düştüklerinden yıkılarak tarih sahnesinden çekildiklerini anlattığını görmekteyiz. Bu nedenle toplumda veya toplum oluşturan fertlerde ahlaklılık ne kadar dirlik ve düzenin kurulmasına yardım ederse, ahlaksızlık da o kadar bozulmasını ve yıkılmasını hızlandırır.
Sömürgeleştirilenlerin Psikolojisi — Phil Brown (Makale)
Fransız ırkçılğinın tamamı (politik, cinsel, ekonomik) sırf temeldeki emperyalizm olgusunu gözden saklayan kodlanmış bir psikolojiye dönüşmüştü. Sömürgeleştirilenler sırtlarındaki emperyalist baskının bütünlüğü sayesinde kendi bütünlüklerini keşfettiler: "Yerliler gerçekliği keşfeder ve onu kendi töre kalıplarına, şiddet pratiklerine ve özgürlük tasarılarına dönüştürürler." Artık ırkçı psikolojiyle ırkçı şiddet arasında bir ayrım yoktur. Psikolojinin bütün bir sömürü sisteminin bir parçası olduğu artık keşfedilmiştir. Şimdi onun yerini yeni bir psikolojinin alması gereklidir: özgürlüğün psikolojisi.
Sömürgeleştirilenlerij Psikolojisi — Phil Brown (Makale)
Özgürleşme olanaklarının farkına varana değin; anababalara ya da öğretmenlere karşı isyanımızın çözülmemiş bir karmaşaya bağlı olduğuna inanırız. Baskının içselleştirilmesi, kimilerinin "kitle nevrozu" (E.Fromm) ya da "duygusal veba" (W. Reich) adını verdikleri genel bir kültürel toplumsal bilinç durumuna götürür. Henüz özgürleşmemiş bir çağdaki tarih süreci, başkalarınca denetlenen bir dünyada kendi alçalışımızın ve güçsüzlüğümüzün her alanda bilinçsizce kabullenilmesine yol açar. Fanon da Reich gibi, insanları sakatlayan, özgürlük mücadelesinden alıkoyan ailevi ve cinsel baskdan söz eder. Bilincin derinlerine yerleşmis bu tür yönlere karşı savaşmak, genellikle psikiyatristlerin iIgilendiği "akut" duygusal bunalımlarla savaşmaktan daha zordu. Fanon da "akut" hastalara yardimcı olabilirdi ama "iyileşen hastaların dış koşulları bu hastalklı düşünceleri sürdürüp baslediği için "bunun çare olmadığı kanısındaydı. Yani aynı baskı dünyasına geri dönmek başlangıçtaki sorunları mutlaka alevlendirir, bu nedenle Fanon değişikliğin aracı olarak devrimi görmektedir: Sömürgeleştirilmiş insan şiddet içinde ve şiddet aracılığyla özgürlüğünü bulur.
Reklam
Sömürgeleştirilenin Psikolojisi — Phil Brown (Makale)
Onun Cezayirliler arasıda gördüğü en ağır sorunlardan biri "bedene zarar verme" davranışıydı. "Yeryüzünün Sefaleti"nde belirttiği gibi, sömürgeci baskı; yerlilerde çukıs bulamayan bir öfkeyi diri tutmaktadır, sömürgecilik zincirlerinin sıkı bağlarıyla elleri kolları bağlanmıştır onların. Ama gördük ki, sömürgeciler icsel olarak ancak bir sözde hareketsizlik elde edebilirler. Yerlilerin kaslarındaki gerilim kana susamıs patlamalarda, kabile savaşlarında, cemaatlar arası kan davalarında bireyler arası kavgalarda düzenli olarak çıkış bulmaktadır Sömürgeleştirileni efendisi yerine kendi kardeşlerine saldırtan şey, onun yönetenlere göre güçsüz konumudur.
Sömürgeleştirilenlerin Psikolojisi — Phil Brown (Makale)
Fransa'nin Martinik sömürgelerinde doğan Franz Fanon Marksist bir psikolojinin geliştirilmesi için bize büyük katkılarda bulunmuştur. Ancak, psikolog ve psikiyatristlerden çok devrimciler tarafından okunduğu için genellikle özgürleştirici psikolojiye katkıda bulunan biri değil de devrim tarihinde bir kişilik olarak algılanmıştır Fanon, sömürgeleştirilmiş Cezayir'deki yaşantılarından kalkarak yazdığı yazılarda ana hatlarıyla "akıl hastalıkları"nın çoğunun toplumsal sistemden kaynaklandığını ve bu sistemin değiştirilmesiyle ortadan kaldırılabileceklerini anlatır. Bu yaklaşım, toplumu bir bütün olarak göremeyenler taraftndan indirgeyici bir yaklaşım olarak değerlendirilmiştir. Bu tür insanlar dünyayı Fanon'un kullandığı diyalektik terimlerle göremezler; politika ve psikolojinin asla biraraya gelmediği bölmelenmiş bir düşünceler dünyasında yaşarlar. Bu bölmeleme bir mistifikasyon aracıdir, Fanon bunu kırma yoluna gider.
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
HakanTürk/ Alaattin Çakıcı Kimdir?.. Kitaplarında, Hakan Türk bugüne kadar yaptığı görevlerin dışında, denilerek hangi görevlerde bulunduğu yazmamaktadır. Halen merkezi Amerika'da olan International American Assocation Başkanlığı ve The World Medical Assitance Assocation 2. Başkanı olarak görev yapmıştır. 1962 yılından beri yurtdışında yaşamakta olan Hakan Türk'ün 100'e yakın kitabı, yüzlerce haber, makale ve benzeri yazı dizisi vardır. Kitap, kapağında Alaattin Çakıcı'nın gençlik fotoğrafı ve kullanmış olduğu pasaportlardan birinin resmiyle karşılamaktadır. 208 sayfanın büyük bir kısmı, Çakıcı'nın değişik kişilerle yaptığı telefon görüşmelerinden meydana gelmektedir. Yazarın fazla bir yorumu yoktur. Son 20 sayfada yazarın yorumları dikkat çeker. Her ne kadar mafya olarak görülse de, 1987 Haziran'ından itibaren MİT ile çalışmaya başlayan Çakıcı'nın, özellikle yurt dışında pek çok operasyona katıldığı gerçeği de gün yüzüne çıkmaktadır. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Alaattin Çakıcı Kimdir?..
Alaattin Çakıcı Kimdir?..Hakan Türk · Akademi TV Programcılık · 201121 okunma
Hangisi olduğunu anlarsannız demek ki okumam gerekiyor
Uzun zamandır küçük bir tanıtım yazısını okuduğum bir kitabı aşırı merak ediyorum. Yazarın daha önce de
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlar
kitabını okuduğum için hiç pişman olacağımı düşünmüyorum. Sizler okudunuz mu? Akıcı olması konusunda büyük beklentim var. Çünkü okumam gereken üç kitap var makale için.
Reklam
Merak ettiğim bir konuda kaynak kitap, belge, makale arıyorum. Sosyoloji tarih okuyanlar biliyorsa yazabilir mi? Konu şu: kölelik geçmişi ve günceli. Gördüğüm kadarıyla kölelik sistemi İslam'la bağdaştırılmaya çalışılıyor bazı kesimler tarafından ama ne geçmişte ne de günümüzde köleliğin en çok İslam coğrafyasında olduğunu düşünmüyorum. Ama kanıtlı belgeli rakamlarla açıklayan bir makaleye iyi bir araştırmaya ihtiyacım var. Şu an dünyada kaç köle var? Kaç tanesi şeriatle yönetilen ülkelerde? Geçmişte İslam'ın kölelikle ilişkisi? Tüm bunları öğrenebileceğim bir makale, tez, kitap bilen varsa yardımcı olabilir mi?
Günümüzün moda dergileri, bir yandan güzelliğin ve arzu edilebilirliğin doruğunu temsil eden bir deri bir kemik kalmış bedenlerle okuyucularını adeta bombardımana tutarken, bir yandan da anoreksiyamn tehlikeleriyle ilgili bir makale yayımlayabiliyorlar. Bu kafa karıştırıcı mesaj, en çok feminist politikaya hiçbir zaman ilgi duymamış kadınlara zarar veriyor.
Sayfa 49 - bgst yayınları
Kadınlar, hayli sık rastlanan ve yaşamı tehdit edici boyutlardaki yeme bozukluklarının bu ülkenin tarihinde hiç olmadığı kadar farkındalar. Ancak, en gencinden en yaşlısına bu kadınlar, ince olmak uğruna hâlâ kendilerini aç bırakıyorlar. İşte bu, trajik bir durumdur. Anoreksiya hastalığı fazlasıyla yaygınlaştı. Kitaplara ve filmlere konu olmaya başladı. Ama kıymetlerinin, güzelliklerinin, asli değerlerinin ince olup olmamalarına göre belirlendiğine inanan kadınları hiçbir uyarı vazgeçiremiyor. Günümüzün moda dergileri, bir yandan güzelliğin ve arzu edilebilirliğin doruğunu temsil eden bir deri bir kemik kalmış bedenlerle okuyucularını adeta bombardımana tutarken, bir yandan da anoreksiyamn tehlikeleriyle ilgili bir makale yayımlayabiliyorlar. Bu kafa karıştırıcı mesaj, en çok feminist politikaya hiçbir zaman ilgi duymamış kadınlara zarar veriyor.
Sayfa 49 - bgst yayınları
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Son zamanlarda okuduğum en iyi araştırma kitabıydı. Johann Hari'den okuduğum ikinci kitap. Metisin yazarın diger kitaplarını da çevirmesini merakla bekliyorum. Kitap Dikkati merkez alarak birçok soruna işaret ediyor. Yazar bu konuda çok ciddi bir araştırma yapmış, onlarca biliminsaniyla görüşmüş, birçok makale okumuş ve incelemiş. Neredeyse her sayfasında yeni bir şey ogrenebileceginiz ve şaşırma garantili bir kitap. Organizesi çok iyi, anlaşılır, akıcı. Asla insanı bilgiye boğmuyor. Belirli bir mantık çerçevesinde ilerliyor. Kitaptan birkaç anahtar kelime vermek istiyorum: Akış (kişisel gelişim savsataliklarindaki ile alakası yok) oyun (çocuklar için onemi) sosyal medya (bizi ne hale getirdiği) çalışma gün ve saatleri (4 güne düşerse ne olur) zihin gezinmesi (bazen boş boş oturup zihnimizi özgür bırakınca ne degisiyor) ilaçlar (özellikle DEHB için kullanılanlar) fiziksel aktivitenin önemi, gözetim kapitalizmi, zehirli iyimserlik ve bunlar gibi birçok önemli başlık ve alt başlık. Kitap kesinlikle tavsiyemdir.
Çalınan Dikkat
Çalınan DikkatJohann Hari · Metis Yayınları · 01,505 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.