Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu ülkede yüzlerce âlim, binlerde hoca olmasına rağmen, "İslâm Birliği"ni en gür haykıran ve “İslam Birliği”ni kuran bir makine mühendisi olmuştur. Prof. Dr Necmettin Erbakan (rahmetle)
'Geciken açıklamak zorunda kalır, yetişen keyfini sürer.' Makine insana hayatın hızına yetişmesi için söylenen ilk öğreti bu. Ve sırf bu yüzden, her gün yeniden saatlerle uzlaştığını sanıyordu. Bir gün aynaya ve takvime dikkatli baktığında zamanın onunla uzlaşmadığını gördü. Ve özgürleştiği günden beri sadece gecenin ve gündüzün bilgisi ona yetiyor. İnsanlar fırsatlarını kendileri yaratır. Bazen vazgeçerek, bazen devam ederek. Bazen bir vapuru kaçırarak, bazen istasyonu çoktan terk etmiş bir treni yakalayarak... Şimdi kaçırsa da yetişse de mutlu. Çünkü ikisi de kendi tercihi...
Reklam
Aklıma geldi çocukken patlamış balon parçacıklarıyla top yapardım. Gözüm sürekli patlamaya hazır balonlarda olurdu. Balon parçacıklarının elastiklik özeliğinden faydalanıp top yapardım, mütiş bir muhendislik. Yukardan aşağa topu bırakırdım, top bıraktığım düzlemde geliyorsa iyi yapmışım demektir. Sağ ya da sola saparsa tekrar baştan daha özenle yapmak zorunda kalırdım, tabi bu test aşamasında topun sektiği yerin de düz bir taban olmasına da dikkat ederdim. Şu an aklıma geldi rengarenk parçacıklar önümde olurdu ben de onları birbirine lahana gibi sarardım. Zor kısmı son ucunu nereye tutturacağımı bilemememdi aslında parmağımın üstünden bir kere geçirtip kalan ucunu da parmağımın altına koyup üzerine şlaks diye bırakırdım. Olurdu ama üzerine çıkıntı gibi kalırdı benim amacım pürüzsüz bir top yapmaktı adeta kusursuz sanki makine yapımı gibi ama tabi yapabildiğim kadar olurdu. Hatırladım şimdi, bir diğer amacım topu mümkün olduğunca en büyük yapmaktı onun için sürekli parça toplardım bazen kardeşimle anlaşıp onun topunu da benimkine eklerdik. Çocukluk işte kapsamlı amacı olmayan çabalar içindeydik, bütün derdim kederim o şey olurdu, bitmeyen bir çalışmaydı hep daha büyük daha güzel yapmaktı amacım. O top ya kaybolurdu ya çözülüp bozulurdu ondan sonra daha başka alengirli şeyler peşinde koşardım. Şu an öyle bir şey kalmadığını gördüm çocukların kendi imkanlarıyla bir şeyleri tasarlamadığını gördüm. Sürekli hazır olana konmak, eldeki fazlalıktan azlığın emeğin değerini bilemiyorlar.
MAYINLI DÜŞ SAHNESİ
"Merhaba durmadan çalışan makine ,size kalbim diyebilir miyim?" " Uzun uzun yürüdüler yan yana.Hiç konuşmadan. Çünkü konuşmak bozulan tılsımdır kelimelerin.Birbirlerini anlamak için söze ihtiyaç duyma cahilliğini yenmişlerdir çoktan." "Önemli olan bir şey kalmamış onun gözünde. Bir bulut uzanıp tutmuş yalnızlığının bir ucundan." MIZMIZ/17
biranı
insanlar artık birçok şeyi anımsama gereği duymuyor bu durum anı biriktirme alışkanlığını da ortadan kaldırıyor Bir zamanlar benim fotoğraf çekme tutkum vardı bir sürü fotoğraf çektim çoğunu da kitaplarımda kullandım sonra birdenbire Fotoğraf çekmeyi bıraktım Çünkü Fotoğrafını çektiğim şeyler Üzerinde hiç düşünmediğimi ve bir süre sonra onları anımsama gereği bile duymadığımı fark ettim yaptığım sadece Elimde bir makine ile dolaşıp deklanşöre basmaktı Bu da bana pek anlamlı gelmiyordu😏
Osman Yüksel Serdengeçti
Osman Yüksel Serdengeçti
ve
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
SAİD NUR ve TALEBELERİ Bahtiyar bir ihtiyar var. Etrafı, sekiz yaşından seksen yaşına kadar bütün nesiller tarafından sarılmış. Yaşlar ayrı, başlar ayrı, işler ayrı... Fakat bu ayrılıkta gayrılık yok! Hepsi bir şeye inanmış... Allah'a!.. Âlemlerin Rabbi olan Allah'a... Onun ulu Peygamberine… Onun büyük kitabına…
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.