Ah, içindeki "Ben bunları daha evvelden yazmıştım" serzenişi, topluma olan inancını yitirişi... Martin, Tanrının çılgın aşığıydı.
Kendini vicdanlı bir bireyci olarak gören benim için çok önemli bir duygusal semboldür. Evet, harcadığı günler geçip gitmiş olsa da yaşadıkları yitmemiştir. Ve ben her ıslık çaldığımda umudu ve umutsuzluğuyla Martin Eden'in ıslığını çalarım.