Potlaç
Statü arayışının en garip örneği vaktiyle Güney Alaska'nın, British Columbia'nın*, ve Washington'un kıyı bölgelerinde yaşamış bulunan Amerikan Kızılderilileri arasında ortaya çıkarılmıştır. Buralarda statü arayıcıları gösterişçi tüketimin ve gösterişçi savurganlığın potlaç olarak bilinen ve çılgınlığa vardığı görülen bir biçimini uygulamışlardır. Potlaç'ın amacı rakibinkinden daha çok zenginlik sergilemek ya da rakibin yok ettiği zenginlikten daha çoğunu yok etmektir. Eğer potlaç veren kişi güçlü bir şefse, o yiyecekleri, giysileri, ve parayı yok etmek suretiyle rakiplerini utandırma ve yandaşlarının hayranlığını kazanma girişiminde bulunabilir. Hatta bazen prestij arayışı içinde kendi evini bile yakıp yok edebilir.
İmge YayınlarıKitabı okudu
Eskimolar övüngen ve cömert davranan armağan vericilere ilişkin korkularını şu atasözüyle belirtmişlerdir: "Armağanlar köleler yaratır, tıpkı kırbaçların köpekler yaratması gibi."
İmge YayınlarıKitabı okudu
bir üretim biçiminin büyüme sınırlarına dayandığı ve yeni bir üretim biçimini kabul etmenin gerekli olduğu anlar etkiye en acık olan anlardır. Böyle bir açılışa doğeru hızla ilerliyoruz. Biz ancak onun içinden geçip giderken geriye baktığımız zaman ,insanların neden şu yeğlemeyi değil de bu yeğlemeyi yaptığını anlayacağız.Bununla birlikte ,geleceğin bir imgesine kişilikleriyle drinen bağlanmış bulunanlar bekledileri sonuç su anda uzak ve olasız görünse bile amaçları doğrultusunda uğras vermekte tamamıyla haklıdırlar. Sonucu hem şansa hem beceriye dayanan herhangi bir oyunda olduğu gibi,yaşamda da kötü olasılıklara verilecek ussal yanıt daha da çok çalışmaktır.
Sayfa 306 - İmge Yayınevi
Üretim yoğunlaşması hep çevrenin tüketilmesine neden olmakta ve genellikle bu çevre yıkımından doğan yeni üretim dizgelerinin her biri kurumsallaşmıs şiddetin,kçlece çalışmanın ,sömürünün,ya da zulmün kendine özgü bir biçimini sergilemektedir. Bundan dolayı üremenin baskısı,yoğunlaşan üretim ve çevre yıkımı,aile örgütünü ,mülkiyet ilişkilerinin ,siyasal ekonominin ve beslensel yeğlemelerle besin tabularını içeren dinsel inançların ulaştığı evrimin anlaşılması için gerekli anahtarı vereceğe benzerler.
Sayfa 11 - İmge Yayınevi
bitki hayvan evcilleştirme
Niahayer son yılların en önemli arkeolojik arastrımaları neticesinde eski dünyanin ilk köyleri çiftçilik ekonomisinin gelişmesinden 1000 ila 2000 yıl önce kurulmuslardır. yeni dünyada ise bitkiler köy yaşamının başlamasından çok önce evcilleştirlmişlerdir.
Sayfa 28 - İmge Yayınevi
Taparcasına sevdiklerine işte bunu yapıyor insanlar.
"son damla sütünü de almak için onları nasıl da sömürüyoruz"... Gandhi
Sayfa 35Kitabı okudu
İnsnımsıları tanımak üzerine
" Eğer savaşların belli başlı nedeni, bazılarının sandıkları gibi, insanın "savaşı", içgüdüsel olarak "saldırgan" olması, şaka için, şan için, öç almak için ya da sırf kandan ve şiddetten çok hoşlandığı için öldüren bir hayvan olması ise, fırlatın şu füzeleri gitsin."
Sayfa 70Kitabı okudu
Kadınlar bir erkek çocuk verebilinceye kadar kendi kız çocuklarını öldürürler. Daha sonra, her iki cinsten çocuklar öldürülebilir.
Sayfa 109Kitabı okudu
Bu konuda yerleşmiş genel kanıya göre erkekler doğuştan daha saldırgan ve yırtıcıdırlar. Çünkü erkeğin seks rolü doğuştan saldırganlığı içeren bir roldür. Ama cinsellik ile saldırganlık arasındaki bağlantı, çocuk katilliği ile savaş arasındaki bağlantı kadar yapaydır.
Sayfa 116Kitabı okudu
Nasırlı İsa, kötülerin mahvolacağını, yoksullar için adaleti, sefaletin ve acıların son bulacağını, ölülerle yeniden birleşeceğini ve bütün bir yeni Tanrısal krallığı önceden haber verdi.
Sayfa 165Kitabı okudu
"sıradan bir kişi bir balık gibi parça parça doğranabilir."
Sayfa 172Kitabı okudu
"Tanrı her bir halka bir kase verdi, kilden bir kase ve onlar bu keseden yaşamlarını içtiler... Hepsi paylarına düşen suyu aldılar ama kaseleri farklıydı "
Sayfa 12Kitabı yarım bıraktı
Eskimo Atasözü
Armağanlar köleler yaratır, tıpkı kırbaçların köpekler yaratması gibi.
İmge Kitabevi, Epub
Haydi kalk, sen ey yiğit kişi!
Tutsaklarını al götür, Ey şanlı adam!
Kendi yağmanı yap, Ey cesur kişi!
.
.
.
Sayfa 193Kitabı okudu