Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Münevver

Beklemek. Hayatta sevinç, öfke, hüzün ve yüz çeşit duygu içindeyiz; ama bu duyguların tümü vaktimizin anca yüzde birini oluşturur. Yüzde doksan dokuzu ise beklemekle geçer. Ben de bekliyorum, koridorda bir ayak sesi duyma sevincinin yürek çarpıntısı ile... Oysa sessizlik. Ah, hayat çok acı, doğmamış olmak yeğdir inancı meğer ne kadar doğruymuş!
Sayfa 74 - Kazuko'nun Bay Uehara'ya MektubuKitabı okudu
Reklam
Sizi özlüyorum. Belki de aşk budur ve bu yolumu öylesine şaşırttırıyor ki gözyaşı krizine tutuluyorum.
Sayfa 67 - Kazuko'nun Bay Uehara'ya MektubuKitabı okudu
Her hâlde, bir şeyden emin olunabilir: İnsan, yaşamak için rol yapmak zorunda.
Sayfa 53 - Naoji'nin "Akşam Yüzleri Notları"ndanKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan ölünce ne kadar çirkin oluyor! Niçin her şey doğarken adama güzel görünüyor da ölürken çirkin?
Sayfa 200Kitabı okudu
1913'te bir Mustafa Kemal, yüzyıl sonrası için bile hayaldi, fantezi romanlarında bile yeri yoktu.
Reklam
Mustafa Kemal Günleri
Üsküdar'dan entariyi kaldırmak, Merkez Kumandanlığı koğuşunda kadın döndürmemek, yahut sokakta aynı arabaya binen kadın ve erkeklerden karı-koca vesikası sormamak, hemen hemen devrimcilik gibi ileri davranışlardı. Gözleri Mustafa Kemal gününde açılmış olanlara, 1913 avuntuları ne kadar gülünç gelir.
Ayrılık biraz da ölüme benzemez miydi?
Sayfa 83 - 79. BasımKitabı okudu
Osmanlı ancak Osmanlı'dan korkar!
Osmanlılar ne Birleşik Haçlılardan çekinirler, ne de yeni bir Aksak Temür Beğ'in çıkmasından telaşa kapılırlardı. Fakat bir Osmanlı Şehzadesinin meydana atılmasından büyük huzursuzluk duyarlardı. Osmanlı ancak Osmanlı'dan korkardı.
Sayfa 82 - 79. BasımKitabı okudu
Osmanoğlu Deli Kurt Murad
Murad'a "Deli Kurt" denmesinin sebebi at sevgisindeki aşırılığı idi. Ata bindi mi deliye döner, tehlikeli sürüşler yapardı. Dörtnala giderken yerden çomak kapmasını bütün Türkmen çocuklarından iyi başarırdı. Hiçbir şeyden korkmazdı. Tek başına olduğu zaman bile on kişiye saldırmaktan çekinmezdi. Beş yaşındayken başlayan delişmenliği on yaşında son kerteye ulaşmıştı. Doğrusu, "Deli Kurt" lâkabı kendisine pek yakışıyordu.
Unutma Peter, çocuklar insana bir lütufturlar.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Bu konuda yazan öteki yazarlardan farklı olarak Dark, cenneti keşfedilecek bir yer olarak görmüyordu. İnsanı oraya götürecek haritalar yoktu, insanı o ülkenin kıyılarına götürecek denizcilik araçları da bulunmuyordu. O ülke daha çok insanın kendi içindeydi: insanın günün birinde burada ve şimdi yaratabileceği bir öte düşüncesi. Çünkü ütopya hiçbir yerdeydi; hatta Dark'ın açıkladığı gibi o "sözcük"te bile yoktu. Ve eğer insan bu hayal edilmiş yeri yaratabilecekse bu ancak onu kendi elleriyle inşa etmesiyle mümkündü.
...eğer karşındakini insan olarak görmezsen ona karşı davranışında vicdani kısıtlamanın yeri pek bulunmaz.
Koştum. Ağlaya ağlaya boynuna sarıldım. Gözyaşlarım onun da akıttığı gözyaşlarıyla birleşti. İkisi de bir mecradan akıyor, ikisi de bir çehreyi ıslatıyor, ikisi de aynı hararetle o yumuşak teni yakıyor, ikisi de bir kalbin en çok kaynayan membaından koparak boşanıyor, iki göz birbirinin gözbebeği içinde birbiriyle karşı karşıya geliyordu. Ben kendimi onun gözünde görüyordum, o da kendini benim gözümde... İki ruh karşılıklı birer ayna kesilmiş, birbirimize bakıyorduk. İki dost ağız sözde ayrı, fakat özde aynı şeyi söylüyordu. O bana "yavrum" diyordu, ben ona "anne"... Ne farkı var? Ben annemden ayrı değilim ki! Ben oyum, o da ben!
Ah!.. Anam yok. O kalbimin sevgilisi görünmüyordu. Şimdi büsbütün kimsesiz kalmıştım. O beni azarlar, ağlatırdı, fakat beraber ağlardık. O beni avutur, rencide ettiği halde üzüntüme ortak olurdu. Gece koynunda ısıtarak, vurmuşsa vurduğu yerleri ovalayarak, sık sık uyandıkça okşayarak, sabahleyin yüzüme gülerek gönlümü alırdı!
Oyunsuz çocuk ise karnına dokundukça "viyk viyk" eden kukla bebeklerden başka bir şey değildir.
70 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.