Abdullah b. Mes‘ûd’un teklifiyle mushaf adı verilen bu nüsha, şüpheye yer bırakmayacak ölçüde titizlikle toplanmış, tertiplenmiş, yazılmış ve ileride açıklanacak olan yedi harfi ihtiva etmiş bulunuyordu. Bu nüshada (mushaf) âyetler geliş sırasına göre değil, Resûlullah’ın bildirdiği nihaî sıralamaya göre ve ait oldukları sûrelere yazılmıştır