Polisiye türü ile tanışmam üç-dört yıl önce Sherlock Holmes serisi ile başlamış ve yine onunla bitmişti, zamanında kitap okumayı sevmemin en büyük sebebiydi. Bu sebeple bu kitabı ve konusunu ilk gördüğüm andan beri fazlasıyla merak ediyordum, sonunda bugün okuyabildim. Olayları kısaca özetleyecek olursam Doktor Şakir Fevzi, bir hastasının vasiyeti üzerine bir mesajı iletmek için Erzurum'dan İstanbul'a gider. Mirasının kötü niyetli tanıdıklarına kalmasını istemeyen Paşa, kızının çözmesi amacıyla bir define hazırlar. Devamı hakkında spoiler vermek istemiyorum ama roman ana hatlarıyla bundan oluşuyor. Kitabın en sevdiğim yönü dönemin Türk klasiklerinde sürekli tekrarlanan ve hoşuma giden İstanbul'un bir define macerası ile birleşmesi oldu, gerilim zaman zaman artsa da romanın geçtiği mekanlar ve atmosferleri beni rahatlattı. Kesinlikle kusursuz bir eser değil ama ben okurken çok keyif aldım, devam kitabı 
Kan Damlası'nı da birkaç gün içinde okuyacağım.
Mehmet Akif Ve İstiklal Marşı
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Bu o kadar değerli bir şiirdir ki hiçbir milletten bir insan bu şiiri yazamaz. Yazmasın da, zaten!Çünkü bu şiir istiklal savaşımız temsil eder. Bu kitabı okuyunca istiklal marşı her harfiyle daha da anlamlı geldi. Bu kitabı lütfen okuyun asla pişman olmazsınız. 
İbrahim Halil Er 
Mehmet Akif Ersoy
