Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mehtap KOLAY

Zeus'un Here ile konuşması:)
Bulutları devşiren Zeus karşılık verdi, dedi ki: "Sonra da gidersin oraya, ne olur Here, yatalım gel, sarmaşdolaş olalım yatakta doyasıya, bugüne dek ne bir tanriçaya, ne bir kadına karşı yüreğime akan aşk böyle altüst etmedi beni, ne İksion'un karısı olacak kadını sevdiğimde, tanrılara denk danışman Peirithoos'u doğurdu o kadın; ne Akrision'un güzel topuklu kızını sevdiğimde, ne üstün yiğit Perseus'un anası Danae'yi; ne çok ünlü Phoiniks'in kızını sevdiğimde, Minos'la tanrıya benzer Rhadamanthys'i doğurdu o; ne Semele'yi sevdiğimde, ne Alkmene'yi sevdiğimde, Semele Dionysos'u doğurdu, ölümlülerin neşesini, Alkmene Thebai'da otururdu, bana üstün yürekli Herakles oğlumu doğurdu, ne güzel saçlı Kraliçe Demeter'i sevdiğimde, ne ünü uzaklara yayılan Leto'yu sevdiğimde. Seni bile hiçbir zaman sevmemiştim şimdiki gibi.
Sayfa 309 - ZeusKitabı okuyor
Reklam
Halkların yapısı değişkendir ve onları bir şeye inandırmak kolaydır, ama o inancı sürdürmelerini sağlamak zordur; bu yüzden de, artık inanmadiklarında, onları zorla inandırabilecek bir düzenlemeye gidilmiş olması gerekir.
Sayfa 57
Insanlar hep başkalarının açtığı yollarda yürür ve eylemlerinde taklitle yol alırlar; ama ne başkalarının yollarını bütünüyle bağlı kalabilir ne de taklit ettikleri kişilerin gücüne erişebilirler; bu yüzden sağduyulu bir kişi, her zaman büyük insanların açtığı yollardan gitmeli ve en kusursuz kişileri taklit etmeli- böylece gücü onlarınkine erişemese bile hiç olmazsa bir ölçüde onun havasını yansıtacaktır -ve usta okçular gibi yapmalıdır: Onlar, vurmak istedikleri yer çok uzak göründüğünde, yaylarının gücünü bildiklerinden, hedef aldıkları yerin çok daha yukarısına nişan alırlar: Oklarıyla o kadar yükseğe erişmek için değil, böyle yükseğe nişan almanın yardımıyla hedeflerini vurabilmek için.
Sayfa 53

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Özgür yaşamaya alışmış bir şehre Egemen olup onu yok etmeyen kişi, o şehir tarafından yok edilmeyi bekleyebilir; çünkü ayaklanmada, böyle bir şehre, özgürlük ruhu ve eski düzen her zaman sığınak olur; ne geçen sürenin uzunluğu ne yapılan iyilikler, özgürlük ruhunu ve eski düzeni asla unutturamaz. Ve ne yapılırsa yapılsın, ne önlem alınırsa alınsın, o şehirde yaşayanlar, birbirlerinden ayrılmaz ya da dağıtılmazlarsa, o ruhu ve o düzeni unutmazlar ve her olayda onlara sığınırlar.
Sayfa 54
Başkasının güçlenmesinin nedeni olan kişi kendi yıkımına yol açar; çünkü o güç, ya becerinin ya zor kullanmanın sonucudur ve güçlü hale gelmiş kişi için bu iki nitelik de kuşkuludur.
Sayfa 49
Reklam
Ahırda günlerce arpa ile beslenmiş bir at nasıl ipini koparır da dörtnala koşarsa ovaya, güzel akan ırmakta yıkanmadan edemez hani, kurumludur, başı diktir, omuzlarına dökülmüştür yelesi, diyecek yoktur çalımına, çayırlara götürür onu çabucak dizleri, Priamos'un oğlu Paris de öylece Pergamos Kalesi'nden aşağı iniyordu taşa taşa, silahlarıyla parlıyordu güneş gibi.
Sayfa 136 - VI. BölümKitabı okuyor
Köleliğe sürüklenirken çığlığını duymaktansa, Dağlar gibi toprak örtsün beni daha iyi...
Sayfa 135 - Hektor ve karısı Andromakhe'nin konuşması.Kitabı okuyor
Yapraklar gibidir insan soyu, Bir yandan rüzgâr bakarsın onları döker yere, bir yandan bakarsın bahar gelir, yenilerini yetiştirir, yeşertir orman, böylece soyların biri göçer, biri doğar.
Sayfa 124 - VI. Bölüm, Hippolokhus'un oğlu Glaukos'un Tydeus'un oğlu Diomedes'e cevabıKitabı okuyor
Sarışın tanrıça Demeter azgın rüzgâr altında buğdayı samandan ayırdığında, saman yığınları nasıl olursa bembeyaz, kutsal tarlalarda esen rüzgâr insanların elediği zamanları uçurursa nasıl, işte öylece, arabacılar dönünce gerisingeri, birbirine karışan atların ayakları altında tozlar yükseliyordu tunçtan göklere doğru, Akhalar bulanıyordu bembeyaz toza.
Sayfa 104 - V. BölümKitabı okuyor
Karlar erir de seller nasıl akarsa dağlardan, oyuk bir yerin dibinden kaynayan gür suları İki dağ arasında birleşirlerse nasıl, uzakta bir çoban uğultuları dinler hani; İşte girdi karıştı böylece birbirine İnsanların korkuları, gürültüleri.
Reklam
Mehtap KOLAY
Bir kitabı okumaya başladı
İlyada
İlyadaHomeros
8.7/10 · 7,3bin okunma
Her bir ordu başta komutanları, sıra oldu. Troyalılar yürüdüler kuşlar gibi, çığlık çığlığa, turnalar göklere yükselir de hani, kasırgadan, sağanak sağanak yağmurdan kaçıp Okeanos akıntılarına doğru bağıra çağıra uçarlarsa nasıl Pygme cücelerine korkunç bir savaş, ölüm, yokluk getirerek şafak vakti. Akhalar da ateş püsküre püsküre, birbirlerine yardım için yana yana, yürüyorlardı sessiz sedasız.
208 syf.
·
Puan vermedi
Michelangelo
MichelangeloBruno Nardini
8.7/10 · 85 okunma
Zaten varlığımın büyük bir bölümü onunla birlikte gitti, bana da sonsuz bir çaresizlikten başka bir şey kalmadı.
Sayfa 158Kitabı okudu
Sonsuz bir zamanın simgesi olan, drama yabancı, her biri kendi içine kapanmış Gün ile Gece, Alacakaranlık ile Şafak heykelleri, kendi soyut, mutlak ve kayıtsız yaşamlarını yaşar, insanoğlunun yeryüzündeki varlığının yalnızca geçici bir an olmadığını, aynı zamanda mahkûm edilişin ya da kurtuluşun "sonsuz zamanı" olduğunu anımsatırlar.
Sayfa 116Kitabı okudu
445 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.