Gönül yolunda hiçbir zaman gelmeyecek olan mektuplar var...
Dünya Kadınlar Günü'ne Bir Mektup
Tarihin en suçlu bilinmeyeninden, daha çok ölümleriyle bilinene... Ben, erkek. Bir çocuktum zamanında, öyle de kalmam gerekirdi. Sonraları artık büyümem gerektiği anlatıldı. Masumluğumu kaybettiğim nokta işte tam da o kırılma noktasıydı. Anlatılması gereken hikaye ise benim değil, unutulanlara ve anlatılmayanlara ait olan yarım kalmış
Reklam
4 AY - 53 KİTAP
Nisan ayını 12 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar, hayırlı sabahlar dilerim😊 (En alta geçen 3 ayın kitaplarını da bırakacağım, yorum ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.) NİSAN AYI 1-)Karamazov kardeşler (Dostoyevski) 2-)Oblomov(İvan Gonçarov)
MARCEL PROUST OKUMA REHBERİ
Marcel Proust
Marcel Proust
okumaya çok çekiniyorum... Kayıp Zamanın İzinde serisi beni çok zorlayacakmış gibi geliyor, bir türlü başlayamıyorum... Marcel Proust okursam hiçbir şey anlamayacağımı düşünüyorum... gibi cümlelere nokta koymanın vakti geldi artık! Eğer bu tür sorular aklınızı kurcalıyor ve bir türlü Proust okumaya başlayamıyorsanız bu yazı tam size
Bilinmeyen Bir Erkeğin Mektubu
Tarihin en suçlu bilinmeyeninden, daha çok ölümleriyle bilinene... Ben, erkek. Bir çocuktum zamanında, öyle de kalmam gerekirdi. Sonraları artık büyümem gerektiği anlatıldı. Masumluğumu kaybettiğim nokta işte tam da o kırılma noktasıydı. Anlatılması gereken hikaye ise benim değil, unutulanlara ve anlatılmayanlara ait olan yarım kalmış
“Dijital çağa inat, mektup yazmaya devam”
"Bir zamanlar mektuplar yazılırdı, cevabı bazen aylarca beklenen. Zarfın içine, fotografta koyulurdu çoğu zaman, bazende sevgiliye gönderilen bir tutam saç. Özledim demenin bir diğer yoluydu, mektubun ucunu yakmak! Telefonun, internetin olmadığı zamanların vazgeçilmeziydi işte mektuplar. Şimdi mektup, bir simge olarak kaldı telefonlarımızın ana sayfasında. Bildirim geldikçe, açıyoruz. Kısa ve hissiyatı olmayan cümleler. Emojilerle destekleklemeye çalışıyoruz o hissiyatı ama yok olmuyor. Eskiden daha mı kuvvetliydi bazı bağlar? Ya da daha mı samimiydik acaba? Bir şeylere hızlıca erişebiliyor olmak, aramızda ki uçurumları daha mı açtı? Sanırım biraz öyle oldu! Ve ben teknolojinin tüm konforuna rağmen özleyenlerdenim, samimi hislerle başlayıp, duygu dolu cümlelerle biten o güzel mektupları! Karanlık dijital çağa inat, mektup yazmaya devam edeceğim!🖌
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.