Aklıma biri gelecekse, elim hep sana gidiyor
Bindiğimiz vapurlar, seferlerine devam ediyor
On geçeler, on kalalar
Sevmedin mi beni hoşçakal kadar
#Büyük Ev Ablukada
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
Size yıllardır kütüphanemde olan, ve her seferinde ilk kez okuyormuşçasına bir heyecanla okuduğum kitaptan bahsedeceğim. Bana Ellerini ver…Bu kitap Gurur ve Derin’in nam-I değer Kardelen’in masalı ben onların aşklarına şahit oldum. Şimdi sıra sizde..
Kitabın dili çok akıcıydı. Her sayfasını büyük bir merakla çevirdim. Polisiye/Gerilim sevenlere kesinlikle tavsiyemdir.”Kitap aynı mahalleden iki kimliği belirsiz cesetlerin bulunup incelenmeleriyle başlıyor. Başta iki kadın ceseti sonrasında ise bir erkek cesetinin bulunması ile olaylar hızlanıyır.
Katil ya da katillerin izini sürerken bir dedektif değil de daha çok adli tıp uzmanın araştırmalarını okuyoruz.
"Sonra aramıza şehirler girecek, hiç karşılaşmayacağız. Tesadüfler bile, bir araya getiremeyecek. Sonra da belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek."