Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Savaş

(...) ömrümüz ayrılıklar toplamıdır yarım kalan bir şiir belki de (...)
Reklam
(...) Daha bir demet kır çiçeği Alıp koyamadık vazoya Günler mi unutturdu bize sevinci Yoksa aşındırdık mı kimi duyguları Şöyle bir akşam Söyleşemedik dostlarla Erkenden kapandı perdeler Yorgun muydu çocuklar da Her gün yağmalanan Talan edilen sevincimiz Kurudu galiba büsbütün Su yürümüyor dallara (...)
128 syf.
·
Puan vermedi
Şiirler
ŞiirlerPablo Neruda
7.6/10 · 1.364 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyada beni seven bir şey olsaydı, tek bir şey, bir böcek, bir fare hatta, ama o da mazide kalmıştı, ona sunabileceğim en iyi şeyin portakal kabuğu olduğunu anlayınca Pedro bile terk etmişti beni.
Bir felsefem vardı o günlerde. İnsanla hayvan arasında fark gözetmezdim, Pedro istisna teşkil etmiyordu; peynire çok para gitmeye başlamıştı ama, Pedro dostlarını davet ediyor, oda fareden geçilmiyordu, peynire son verip onlara ekmek verdim. Sevmediler ekmeği. Onları şımartmıştım, başka bir yere gittiler, ama eski bir incilin sayfaları ile yetinebilen münzevi Pedro kaldı.
Reklam
207 syf.
·
Puan vermedi
Leylim Leylim
Leylim LeylimAhmed Arif
8.6/10 · 16,2bin okunma
Özgürlükçülüğün en büyük savunucusu Sartre bile bazı insanların, seçim özgürlüklerini ifade edecek herhangi bir fırsat yaratmalarını umutsuz denecek kadar zorlaştıran bir yoksulluğun ve koşulların içine doğduğunu kabul etmiştir.
Wittgenstein'ın işaret ettiği gibi, hiçbir sözcük kendi başına, bir boşlukta ya da bir üstün zihinde var olamaz; hatta bir sözlük de anlamı ancak ya benzer sözcükler kullanarak ya da örnekler vererek açıklayabilir.
Sartre
"... bir özgürlük çölünde var olmak. Aynı şeyi uzun bir tatile çıkan okul çocuğunda da gözlemleyebilirsiniz: Çocuk bir süre sonra bütün amaç duygusunu yitirir. Özgürlük onu sıkar; bu kadar özgürlüğü ne yapacağını bilemez. Bu ona sınırlılığını, değersizliğini öğretir."
Sartre
İnsan özgür olmaya "mahkumdur"; kendi özünü belirleme sürecinde herkes yalnızdır, kimseden yardım dileyemez. Boğuntu, bütün ve kaçınılmaz sorumluluğun getirdiği bunaltıdır.
Reklam
Heidegger
Her türden eylemimize, fikrimize ve ilişkimize aciliyet duygusu ve anlam veren şey, yalnızca mutlak ölüm gerçeği ve hayatın görece kısalığı. Eğer hayat ilelebet devam edecek olsaydı, ne yaratım ne gelişme olurdu. Everest çıkılmadan kalacak ve Bitmeyen Senfoni'ye hiç başlanmayacaktı.
Bu karmaşık görünebilir, ancak bundan çıkan basit sonuç, hepimizin başka insanların zihinlerindeki nesneler olduğumuzdur ve onlar bize bu nesneyi nasıl kavrıyorsa öyle davranırlar. (...) ama hepimizin hayatında, hakkımızda yanlış bir imaj edinmiş olduklarını düşündüğümüz insanlar ve bu konuda elimizden hiçbir şey gelmemesinin çaresizliğini yaşadığımız anlar vardır.
Canım Benim, Bilir misin, "canım" dediğimde içimde canımın çıkıp sana koştuğunu duyarım hep.
Gözlerimi öptüğün gerçek mi? Onların dudaklarına layık olması için, ne yapayım bilmem ki.
(...)Çok öskedim seni. Öskedim, bizim doğu diyalektinde özledim demektir. Neyini, nereni, hangi halini desem ki? Sesini öskedim örneğin. Yüzünü, şeytan çocuk gülüşünü, öfkeni, yeryüzünü ve kaskatı canımı ısıtan varlığını.
1.682 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.