Aman Tanrım! Gün batmadan öleceğim doğru mu ? İdam edilecek kişinin ben olduğum doğru mu ? Dışarıdan gelen o boğuk çığlıklar, şimdiden rıhtımlarda neşeyle toplanan o insan kalabalığı, kışlalarında hazırlanan o jandarmalar , siyah cübbeli o rahip, elleri kanlı o adamlar, bütün bunlar benim için mi ? Demek burada kımıldayan, soluk alan, tıpkı herhangi bir masa gibi bu masanın yanında oturan, belki de başka bir yerde olması gereken, dokunan, hisseden ve giysilerinde hâlâ kıvrımlar oluşan ben öleceğim!