-Bir gün açık arttırmadan kendime bir ucuz mayo düşürmüştüm. Eve varır varmaz soyunarak, mayoyu giydim. Aynanın karşısına geçtim... Ah geçmez olaydım. Pörsüdüğümü hiç kendimden izin almadan pörsüdüğümü gördüm ...
Acımadan, hoşgörü nedir bilmeden bakıyordu yeni Rosa:
- senin bir ağaç gibi, bir kedi gibi, bir kanarya gibi, bir koltuk gibi, bir kağıt gibi, bir perde gibi , bir giysi gibi, bir kalem gibi, bir şapka gibi, kuruyuverdiğin, uyuzlaşıverdiğin, ötmeyiverdiğin, yırtılıverdiğin, yıkılıverdiğin, eskiyiverdiğin, aşını verdiğin, bitiverdiğin, uçuverdiğin , demektir bu. Ancak bir ağaç kuruyuverir , bir ev yıkılıverir, bir makine duruverir, bir papuç aşınıverir, ansızın bu anlaşıverir ve hiç önemli değildir bu . Öncesiz ve sonrasız , bağlantısız ve belgesiz tükenivermek bir ağacın, bir evin, bir papucun hakkıdır. Bir insanın, bir insanın ama, bir Rosa'nın niçin eksildiğini bilmem gerek, yeni Rosa'yı bunun üstüne kurmam gerek.
Rosa bir çocuk gibi küskün :
- sen bir otomobil misin, bir çamaşır makinesi misin, bir elektrik süpürgesi misin ki senden bir önceki modelin bozukluklarından sıyrılmış olarak piyasaya sürülmek istiyorsun ?