"yalnız başıma evde oturuyordum, saatlerce, günlerce ve seni düşünmekten başka bir şey yapmıyordum, sana ait yüzlerce anıyı, her karşılaşmayı, her bekleyişi kendim için yeniliyordum, bu küçük olayları birer tiyatro gibi kendime oynuyordum. ve işte o yüzden, yani bir zamanlara ait her saniyeyi kendime sayısız tekrar ettiğimden, bütün çocukluğum belleğimde öylesine yakıcı bir anı kaldı ki, o geçmişe karışan yıllara ait her dakikayı sanki daha dün kanımda dolaşmış gibi sıcak ve canlı hissedebiliyorum." (s.21)
bu paragraf aslında tüm hikayeyi özetliyor. sürekli adamı düşünmekten başka hiçbir şey yapmayan bir kadın, tek işi sevmek ve sevdiğini düşünmek. başka bir değişle sevmek, çok sevmek, hep sevmek, bıkmadan, usanmadan, zihninde, ruhunda, herkeste onu yaşatmak. sevmek, bilinmeyen bir kadınının adı.