Herkes konuşuyor hiç kimse dinlemiyordu. Ahenksiz, akorsuz aletlerden oluşan garip bir müzik gibi, başı sonu belirsiz sözler, kırık dökük sohbetler. Çok içilmiş çok yenmiş bir fikir dağınıklığı. Her telden çalan bir sohbet.
İnsan kendine faydalı olucak hayvanları evcilleştirip, düşmanca davrananları yok etti. Toprağın yabani bitki örtüsünü temizledi, ama insan sonra yok oldu ve ilkel hayat geri dönüp,
onun elleriyle yaptığı her şeyi sildi süpürdü.
Gelecekte biraz daha ileri gittiğinde insanın gerçekten de (dini önyargılarından arındığı haliyle) Darwinci teorinin ve Termodinamiğin İkinci Yasası’nın emri gibi görünen nihai soy tükenmesine mahkûm olduğunu keşfedecektir.
“İnsan hayatı, der Wells, “evrenin akışı içindeki bir girdap gibi, yanıltıcı bir şekilde sakindir; bilimse insanın karanlığa yaktığı bir kibrittir ve kibritin ateşi, karanlığın sandığımızdan daha da karanlık olduğunu gösterir”.