Bugün size Stefan Zweig’ın Satranç kitabıyla geldim. Satranç, Stefan Zweig’ın okuduğum ilk kitabıydı ve en önemlisi, bana klasikleri sevdiren kitaptı. Konusu ise şöyle: Viyanalı bir avukatın oğlu Dr. B. bir nedenden dolayı uzun bir süre tutsak edilir. Bu uzun sürede hiçbir insanla konuşamayan ve yapayalnız kalan Dr. B. bir şekilde satrancı anlatan bir kitaba ulaşır ve kendi kendine zihninde satranç oynamaya başlar. Konusu böyleydi, yorumuma gelecek olursam ise öncelikle satranç bilmediğim halde çok severek, heyecanla okuduğum bir kitaptı ve çok akıcıydı. Kitap çok akıllıca yazılmıştı bu yüzden gerçekten okurken hayran kaldım. Özellikle insanın psikolojisini bu kadar iyi yansıtılması çok güzeldi. Yani kısacası kesinlikle siz de benim gibi elinizden bırakamayacaksınız. Ayrıca, henüz klasik kitaplar okumaya başlamadıysanız Stefan Zweig’ın kitaplarıyla başlamanızı öneririm. Okuyun, okutturun.
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,9bin okunma
Bugün size harika bir kitapla geldim: Suç ve Ceza. En sevdiğim klasik kitabın konusunu hemen size anlatmak istiyorum: baş karakterimiz Rodion Romanoviç Raskolnikov kaldığı zor durumdan dolayı mücevherleri çalar ve istemeden cinayet işler. Tüm bunlardan sonra hayatı allak bullak olur. Konusu böyleydi çok anlatmayayım heyecanı kaçmasın. Hemen yorumuma geçelim. Öncelikle karakterlerin özellikle Raskolnikov’un hisleri o kadar güzel yansıtılmıştı ki sanki yazar cinayet işlemiş ve o hisleri o da yaşamış gibiydi. Raskolnikov’un yakalanacak olma duygusunu aynı şekilde okuyucu da yaşıyordu. Onun vicdanının peşini bırakmaması, yaptığı şeyden dolayı hem zihinen hem de bedenen çökmesi beni çok üzdü. Ben bir karakter hakkında da bir şeyler söylemek istiyorum çünkü o da kitapta en az Raskolnikov kadar sevdiğim bir karakterdi: Sonya. Sonya, Raskolnikov’un yardım ettiği bir adamın kızıdır. Ailesini geçindirmek için düştüğü zor ve kötü durumlar beni çok üzdü. Fakat Raskolnikov ve Sonya’nın birbirlerine olan sevgisi çok güzeldi. Yorumum bu kadardı. Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap. Kalınlığını hiç düşünmeden alın çünkü çok akıcıydı. Okuyun, okutturun.
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022160,1bin okunma
Siz okudunuz mu? Beğendiniz mi? Yorumlarda buluşalım Merhabalar bugün Kayıp Tanrılar Ülkesi’nin yorumuyla geldim. Öncelikle kitabın konusunu anlatayım sonra ise uzun yorumuma geçelim. Kitabın konusu: Almanya’da Yıldız Karasu ve yardımcısı Tobias Becker Yunan mitolojisine atıfta bulunarak öldüren bir seri katilin peşine düşer ve birçok sır ve dehşetle karşı karşıya kalırlar. Kitabın konusunu spoi vermeden ancak böyle anlatabilirdim. Yorumuma gelirsek ise öncelikle kitaba bayıldım! En sevdiğim kitaplar arasına girdi. Kitap bir başyapıttı, kitabı okurken sürekli yazarın nasıl olurda polisiyeyi ve mitolojiyi böyle güzel harmanlamış diye düşündüm Kitapta olaylar gelişirken bir yandan da mitolojiden hikayeler olması çok güzeldi ve kitabı anlamamıza çok daha yardımcı oluyordu. Benim gibi mitoloji hakkında pek bilgisi olmayanlar bile kitabı bitirdikten sonra birçok şey öğrenir. Kitap bizi sürekli şaşırtıyordu özellikle katil belli olduğunda şok oldum ve kitapta hiçbir şeyin tahmin edilebilir olmaması çok güzeldi. Sayfaları hızlıca çevirip hiç bırakmak istemiyordunuz. Ayrıca arkeoloji betimlemeleri çok güzeldi hiç gitmediğim yerler gözümün önüne geldi ve gitmiş gibi oldum. Son olarak kitap ırkçılığa da değinmişti ve bu çok değerli ve önemliydi. Yorumum bu kadardı kesinlikle okunması gerekilen bir kitap, okumayan çok şey kaybeder. Hepinize öneriyorum, koşun bu kitabı alın. Okuyun, okutturun.
Merhaba bugün Doğan Cüceloğlu’nun Var mısın? kitabının yorumuyla geldim. Öncelikle kitabın toplum, insanın yaşamı, aile ve arkadaşlık ilişkileri, işi, çalışması, düzenliliği, kendisi ve psikolojisi hakkında kapsamlı bir anlatımı var. Gerçekten kitabın her bir satırının altı çizilmeliydi. Kitap her insanın kendinden bir şeyler bulacağı ve kendini sorgulayacağı bir kitaptı. Yaptığımız hataları, doğruları, yaşadıklarımızı ve hislerimizi çok güzel yansıtmıştı ve üzerinde çok güzel durulmuştu. Ayrıca kitabı okurken Doğan Cüceloğlu’yla sohbet ediyormuşsunuz gibi hissediyordunuz. Doğan Cüceloğlu’nun verdiği öneriler o kadar değerliydi ki gerçekten hayatımıza katılabilmemiz için bu kitap tekrar tekrar okunmalı. Kesinlikle her insanın baş ucu kitabı olması gereken bir kitaptı. Kısacası ben çok ama çok beğendim ve kişisel gelişim türüne böyle güzel bir kitapla başladığım için çok mutluyum. Siz de benim gibi ilk defa bu türe adım atacaksanız bu kitapla başlayın derim. Son olarak okuyun, okutturun.
Var mısın?Doğan Cüceloğlu · Kronik Kitap Yayınları · 202127,1bin okunma
Merhaba bugün Romeo ve Juliet’in yorumuyla geldim. Romeo ve Juilet’in konusu birbirine düşman iki ailenin çocukları arasındaki imkansız aşktır. Yorumuma gelecek olursam uzun zamandır merak ettiğim bir kitaptı ve çok sevildiği için daha da meraklanmıştım. Kitap işleyişi, diyalogları ve özellikle sonuyla gerçekten de çok güzel bir kitaptı. O hüzünlü sonu insan iliklerine kadar hissedebiliyordu ve kitap okuyucuyu gerçektende içine çekiyordu. Kitabın anlatımı, işleyişi çok güzeldi ve akıp gidiyordu. Kesinlikle okuyun derim. Özellikle klasik kitap okumaya önyargınız varsa bu kitap size klasikleri sevdirecektir.