Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
33. Mektup
Ders ve fetva vermek, sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapılır ve makam mevki, mal ve üstünlük elde etme arzusundan uzak olursa fayda sağlar. Ders ve fetva işinin bu maksatlardan uzak olduğunun işareti, dünyaya rağbet göstermeyip ona değer vermemektir. Bu musibete tutulmuş olan ve dünya sevgisine kapılan âlimler dünyalık âlimlerdir. Bunlar aynı zamanda kötü âlimler olup in- sanların en şerlileri ve din hırsızlarıdır. Oysa onlar kendilerini dinin önderi ve halkın en üstünü kabul ederler. Kendilerini doğru volda sanırlar; gerçekte onlar yalancıların ta kendileridir. اسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمُ الشَّيْطَانُ فَأَنْسَاهُمْ ذِكْرَ اللهِ أُولَئِكَ حِزْبُ الشَّيْطَانِ أَلَا إِن حِزْبَ الشَّيْطَانِ هُمُ الْخَاسِرُونَ "Şeytan onları etkisi altına almış ve onlara Allah'ı hatırlamayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın taraftarlarıdır. Bilin ki, şeytanın taraftarları ziyana uğrayanların ta kendileridir" (Mücâdile, 58,19)
Semerkand | ⚘
33. Mektup
Peygamber efendimiz ﷺ şöyle buyurmuştur ; أَشَدُّ النَّاسِ عَذَاباً يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَالِمٌ لَمْ يَنْفَعُهُ اللَّهُ بِعِلْمِهِ "Kıyamet günü insanların en ağır azap görecek olanı, Allah Teâlâ'nın ilminden faydalandırmadığı âlimdir. " Nasıl bu âlimlerin ilmi kendilerine zarar vermesin ki! Allah katında en değerli mertebe olan ilim rütbesini alçak dünyanın mal, mevki, eş, dost ve makam gibi gelip geçici menfaat sağlama aracı haline getirmişlerdir. Halbuki dünya, Allah katında değersiz bir şey ve Allah'ın yarattıkları arasında en çok nefret edilenidir. Allah katında alçak olanı üstün görüp, üstün oları alçaltmak çok büyük bir kabahattir. Hatta gerçekte Allah'a karşı gelmek anlamı taşır
Reklam
Ders ve fetva vermek, sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapılır ve makam-mevki, mal ve üstünlük elde etme arzusundan uzak olursa fayda sağlar. Ders ve fetva işinin bu maksatlardan uzak olduğunun işareti, dünyaya rağbet göstermeyip ona değer vermemektir.
Sayfa 213 - Semerkand | ⚘
Hazreti Şemseddin Sivasi
Bir gün kazaskeri ziyarete gittiğinde mevki ve makam isteyen bazı müderris ve kadıların bu isteği dile getirirken nasıl küçüldüklerini görüp tiksinmiş ve bunun üzerine müderrislik görevini bırakmıştır.
"Büyüklük istemem, zenginlik istemem, mevki istemem... Gönlümün istediğini isterim. Gönlüm şad olsun da yiyecek ekmeğim olmasın."
Abdülhamit Han; el muzaffer daima!
Günümüzdeki hükümdar sultan, padişah lakapları yerine halife dini sıfatını koymaya çalıştı; genel siyasetinde din, İslam dini mühim bir mevki tuttu.
Reklam
Cevat Çobanlı
Çanakkale Müstahkem Mevki komutanı olarak 18 Mart'ta düşman donanmasının Boğaz'ı geçme girişimini önlemeyi başarmıştı. Nusret mayın gemisine limanın karanlık bölgesine mayın döktürten oydu.
"Sanman taleb-i devlet-i câh etmeye geldik Biz âleme bir yâr için âh etmeye geldik" Bu mısralar bana çok derinden dokunuyor. Avni diyor ki: "Bíz makam, mevki talep etmek için bu cihana gelmedik. Bunlar için geldiğimizi zannetmeyin. Biz bu dünyaya bir yâr için 'âh' etmeye geldik."
“Şatafat üzerine kurulu bu türden despot saltanatlarda, hırs dalkavukluk ve kurnazlıktan ibaretti. Para hırsı, hırsların en temeli haline gelmişti. İnsanlar sadece yasal yollardan yağmalayabilecekleri alanlar elde edebilmek için devlette mevki talep ediyordu ve devlet, yaptıkları soygunculuğun en güzel bahanesiydi.”
Bu Doğru Mu :/
İncil bir babanın, kızını cariye olarak satabileceğini (Mısır'dan Çıkış, 21:7), kızının bekâretini bir çeteye feda edebileceğini (Hâkimler, 19:24) ve onu öldürebileceğini, ama yine de iyi bir baba ve ulu bir insan olabileceğini yazar. Bir erkeğin birden çok karısının olabileceğini; onları satabileceğini, birilerine verebileceğini ya da başkalarıyla değiş tokuş edebileceğini, yine de bir beyefendi, iyi bir koca, erdemli bir insan ve Tanrı'ya en yakın insanlardan biri olabileceğini söyler; bu, başlangıç için oldukça iyi bir mevki.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.