Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Namusluluk, insan, vicdanı ile baş başa kaldığı zaman ona verecek utandırıcı hesabı olmamak demektir. Bu ise, emin ol ki, mesut olmanın ve iç huzuru ile yaşamanın ilk ve en zaruri şartıdır. Huzur içinde insanca yaşamak istiyorsan, bunu yalnız doğrulukla bulabileceğinden emin ol. Ve şunu bil ki, hayatta muvaffak olmak demek, doğruluğun ve namusluluğun gösterdiği yolda yürümek suretiyle hedefe varmak demektir. Yoksa, herhangi bir şekilde ve herhangi bir vasıta ile servete, şöhrete kavuşmak ve mevki sahibi olmak demek değildir. Eğer böyle demek olsaydı, yakalanmayan hırsızlara, takipsiz kalan gaspçı ve katillere, muvaffak olmuş adam nazarı ile bakmak lazım gelirdi.
Selahaddin Eyyübî'nin, hastalığı sırasında vuku bulan ve husûsiyle zikredilmesi gereken hallerinden biri de kefenini bir mızrağın ucuna bağlatarak ve mızrağı da bir tellalın eline vererek sokaklarda: "𝗜̇𝘀̧𝘁𝗲 𝗦𝗲𝗹𝗮𝗵𝗮𝗱𝗱𝗶𝗻 𝗯𝘂 𝗸𝗮𝗱𝗮𝗿 𝗱𝗲𝘃𝗹𝗲𝘁 𝘃𝗲 𝗶𝗸𝗯𝗮𝗹𝗲 𝗻𝗮𝗶𝗹 𝗼𝗹𝗺𝘂𝘀̧𝗸𝗲𝗻 𝗱𝘂̈𝗻𝘆𝗮𝗱𝗮𝗻 𝘀̧𝘂 𝗸𝗲𝗳𝗲𝗻𝗹𝗲 𝗴𝗶𝗱𝗶𝘆𝗼𝗿!" diye nida ettirmesidir. Sultan, bu süretle dahi bütün aleme hikmetli bir misal; gururlanan makam ve mevki sahiplerine de büyük bir ibret göstermiştir.
Reklam
Selahaddin Eyyubi' nin vasiyeti;
"Oğlum, sana her iyi ve hayırlı işin menbai, kaynağı olan Allah korkusu ile vasıflanmayı, ona sahip olmayı vasiyet ediyorum. Allâhü Teâlâ'nın emirlerini yerine getirmekte kusur etme, zira selâmet ondadır. Kanı gözyaşı olarak bil, kimsenin kanıyla eteğini kirletme. Çünkü kan bir an bile uyumaz, intikam almak isteyen çok olur. Halkın refah ve saâdetini temin etmeye çalış. Gözünü dört açıp dâimâ hallerini tahkik et, araştır. Zira halk vediatullahtır, Allah'ın bize emanetidir. Kumandanlara, makam, mevki ve haysiyet sahiplerine dâimâ iyi davran. Onlara değer ver ve gönüllerini hoş tut. Hatırından çıkmasın ki benim bu derece kudret ve nimete vâsıl olmam, erişmem hep güzel tavırlarım sebebiyledir. Hepimizin fânî olduğunu düşün de hiç kimse hak- kında ebedi olarak kin gütme, herkesin hukukuna gözet. Zira Allâhü Teâlâ merhametlilerin en merhametlisi olduğundan ona karşı işlediğimiz hatalar ve günahlar samîmî bir tevbe ile magfur olur, affedilir. Fakat kul hakkı, helal edilmedikçe affolunmaz."
Birtakım tasarılarım, hatta büyük tasarılarım var. Ama bunlar yüksek bir mevki elde etmek ya da zengin olmak gibi maddi cinsten şeyler değil. Bu tasarılarımın gerçekleşmesini, hem ülkemin yararına olacak, hem de bana görevimi yapmış olmaktan dolayı zevk verecek büyük bir fikri başarıya ulaştırmak için istiyorum. Bütün ömrümce tek ilkem bu olmuştu. Daha çok gençken edindiğim bu ilkeden, son nefesime kadar vazgeçmeyeceğim.
Saygı-güven kültüründe "can" baskındır. Böyle bir kültürde, kişinin kim olduğunu belirleyen mevki ve makam ile gelen güç değil, o kişiye yön veren inandığı temel değerlerdir. Bu anlayış içindeki bir evlilik insan insana, ekip anlayışı içinde, aynı değerleri paylaşan, aynı geleceğe baş koymuş insanların ilişkisidir. Böyle bir evlilik ve aile ortamında “iyi” olan sevgi,güven ve destek vermektir; “doğru” davranış sevgi,güven ve desteğin güçlenmesidir.Adil ortam ben değil, biz diyebilen bir ortamdır.Biz ortamında mevki, makam, cinsiyet, yaş ne olursa olsun her insan bir can olarak değerlidir ve yaşamın bir ekip işi olduğu anlaşılmıştır.
Sayfa 63 - KronikKitabı okudu
Korku, kaygı ve öfke kültüründe "yüz" baskındır. Mevki, makam ile gelen güç kişinin kim olduğunu belirler.Evlilik,güçlü korkutan ile güçsüz korkan ilişkisidir. Aynı şey anne-baba-çocuk ilişkisi için de geçerlidir. Böyle bir evlilik ve aile ortamında “iyi“olan güç elde etmektir;"doğru" davranış o gucü artıracak,koruyacak davranıştır ve adil ortam da otoritenin sorgusuz sualsiz sözünün geçtiği bir ortamdır.
Sayfa 62 - KronikKitabı okudu
Reklam
Çünkü, nevroz bir tutkunun (örneğin, para, mevki, kadın v.b.g.) tüm kişilikten ayrılarak başat duruma gelmesi, böylece o kişinin yöneticisi olması olgusu ile belirlenir. Bu tutku, insan putunun özünü ussallaştırıp ona çok değişik ve çok kez kulağa hoş gelen adlar verse bile, gerçekte hastanın boyun eğdiği puttur. Hasta, kısmî bir istek tarafından yönetilmekte, kendisinde artakalan her şeyi bu isteğe aktarmaktadır. Bu tutku güçlendikçe hasta güçsüzleşir. Kendisine yabancılaşır, çünkü kendisinin bir parçasının kölesi olmuştur.
Sayfa 70 - Say Yayınları
“Hükümet-i hâzıranın, vâsi derecede bir hüsn-i niyete mâlik bulunduğu zannında isabet olmadığını arz etmeme müsaade buyurmanızı rica ederim. (…) Bugün, her türlü habâset ve hıyanet ve acz ve meskenet mevkiinde kaldıktan ve millet de bütün hakayık-ı ahvâle vuzûh-ı tâm ile vâkıf olduktan sonra, bize düşen vazife, en serî hareketle âmâl-i milliyeye mutavaatkâr, yeni bir kabinenin mevki-i iktidara gelmesini temin etmektir.”
Sayfa 162, 163 - Sadeleştirilmiş hâli yorumda.Kitabı okudu
Irk,cinsiyet,makam mevki tanımıyordu uyku.Bu açıdan ölüme benziyordu.Uyuyan insanların yüzünde insanlığın hakiki çehresini buluyordu.Bu çehre,”acizim”diye haykırıyordu.
«Korku kültüründe bireye saygı onun sosyal kimliğine saygıdır. Saygıdeğer, saygın bir insandan söz edildiği zaman o kişinin mevki makam sahibi, başarılara imza atmış biri olduğunu anlarsınız. Bu anlayış içinde, mesela yeni doğmuş bir bebeğin saygınlığı yoktur.»
Sayfa 252
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.