Onlar o kadar maddecidirler ki cennetlerinde bile maddi hazların tatminini ararlar. Böylesine madde çirkefi içinde ruh aramak boşuna gayret harcamaktır. Ruhun boğulduğu yerde millet ruhu da can verecektir.
Büyük şehirlerin sağanaklı hayatında kendi kendilerine kalıp da düşünme fırsatı bulamayan gençler, günün meselelerini hep birlikte siyaset potasına boşaltıp orada tanıma alışkanlığı edindiler. Bu kolaylık fikrin yerine kaba hareketi getirdi.
"Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim. Kitap benim has bahçemdi. Hayat yolculuğumun sınır taşları kitaplardı."